• Sınıf Seçiniz

  • Branş Seçiniz

  • İçerik Türü

  • Ara

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi “XX. yy. Başlarında Dünya” Ders Notları

Bu yazımızda Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersinin I. ünitesi olan XX. yy. Başlarında Dünya ile ilgili sizlere yardımcı olabilecek özet ders notlarını bulabilirsiniz.

SSCB, ORTA ASYA’daki TÜRK DEVLET ve TOPLULUKLARI

  1. Çarlık Rusya’nın Yıkılışı ve Bolşevik İhtilali

I.Dünya Savaşı savaşa katılan ya da katılmayan pek çok devleti son derece olumsuz etkilemişti. Bunlardan biri de itilaf kanadından yer alan Çarlık Rusya’ydı. Ülke içindeki huzursuzluk, hayat şartlarının gittikçe kötüleşmesi, yolsuzluklar vs. toplumu çarlık rejime karşı cephe almaya yöneltti. Petersburg’da kadın işçilerin başlattığı grev gittikçe yayıldı; grevi dağıtmakla görevlendirilen askerlerin de bu harekete dahil olması sonucu grev bir devrime dönüştü. Böylece Çar II. Nikola tahttan çekildi ve duma yani meclis üyeleri geçici bir hükümet kurdu. Ancak bu geçici hükümetin varlığı pek uzun sürmedi.

Lenin ve Bolşevizm: Lenin liderliğindeki Bolşeviklerin halka “barış, toprak ve ekmek” vaadi, halkın desteğini daha fazla arkalarına almalarına imkan sağladı ve Ekim 1917’de Bolşevikler geçici hükümeti devirerek yönetimi ele geçirdi. Böylece Rusya’da Çarlık rejimi tamamen sona ermiş, Bolşevik devri başlamıştı. Fakat bu kez Rusya’da iç savaş başladı. Dış güçler tarafından desteklenen Beyaz ordu ile Bolşeviklerin Kızıl ordusu arasındaki savaş üç yıl sürerek Bolşeviklerin zaferiyle sonuçlandı. Ancak bu iç savaşta on üç milyon insan hayatını kaybederken ekonomi dibe çökmüş, kıtlık başlamış ve sanayi üretimi bitme noktasına gelmişti. Lenin bu durumu düzeltmek için 1921’de N.E.P (novaya ekonomiçeskaya politika) adı verilen ekonomi politikasını ilan etti. Bu politika doğrultusunda;

Köylülere ürünlerini pazarlama özgürlüğü verildi, küçük esnaf ve tüccara kolaylıklar sağlandı, yabancı sermayeye imkan sağlandı. Alınan tedbirlerle ekonomi hızla düzelmeye başladı. İdari alanda Rusya bir federasyona dönüştürüldü ve devlet 1 ocak 1923’te SSCB adını aldı. Otuza yakın farklı statüdeki (sosyalist, özerk, demokratik cumhuriyetler) toprakları bünyesinde topladı.

   Stalin Dönemi: Lenin’in 1924’te ölümüyle başa geçen Joseph Stalin de ekonominin gelişmesine ağırlık verdi. Amacı Rusya’nın kendi öz kaynaklarıyla kalkınmasıydı. Tarım devrimini gerçekleştirmek için kolektifleştirme politikası denilen köylülerin küçük topraklarını büyük çiftlikler şeklinde birleştirdi. Ancak bu uygulama köylülerin tepkisine sebep oldu ve bu tepkiye devletin sert karşılık vermesi dört milyon civarında köylünün ölümüne ve dolayısıyla tarımsal üretimde düşüşe sebep oldu.

Stalin döneminde ağır sanayi gelişti, fabrikalar geliştirildi, yeni fabrikalar kuruldu, petrol, gaz ve maden rezervleri işletilmeye başladı. Bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelere paralel olarak SSCB ordusu da dönemin en güçlü ordularından biri durumuna geldi.

Stalin dönemi her ne kadar eşitlik ilkesine dayanan bir resmi ideolojiyi benimsemiş gibi görünse de bu dönemde toplum üzerine büyük bir baskı uygulandı. Büyük bir eşitsizlik hakimdi. İşçilerin hayat standartlarına karşılık köylüler sefalet içindeydi.

  1. Rusların Orta Asya’yı İstilası

Altın Orda Devleti’nin 1502 yılında yıkılmasının ardından Kazan, Kırım, Ejderhan, Kasım ve Sibir gibi hanlıklar kurulmuştu. Ancak Ruslar XVIII. Yy.ın son yarısına gelindiğinde bu Türk hanlıklarının tamamını ele geçirmişti. XIX. Yy.da da Ruslar, Uygur Türklerinin yaşadığı Doğu Türkistan dışındaki Türk ülkelerinin hepsini işgal etti.

Bu işgal ve yoğun asimilasyon politikasını da içeren baskıcı Çarlık yönetimin etkisiyle 1905 ihtilali gerçekleşmiş böylece Türkler milli kültürlerini geliştirme imkanı bulmuşlardır. Yusuf Akçura ve İsmail Gaspıralı’nın çalışmalarının etkisiyle Rusya Müslümanları Kongresi toplaqndı ve çalışmalar sonucunda Müslüman Birliği Partisi kurularak meclise (duma) temsilciler gönderdiler.

Türkler bir yandan uluslar arası alanda haklılıklarını duyurmaya çalışırken bir yandan Rus Çarlığından haklarını istiyordu. Ancak bu isteklerini kabul edilmeyince 1916’da Türkistan’da Milli İstiklal Ayaklanması’nı başlattılar.

Çarlık yönetiminden sonra kurulan geçici hükümet döneminde her ne kadar kanun önünde eşit sayılsalar da bir süre sonra Sovyet istilasına karşı Türk toplumları ayrı ayrı mücadele etmek zorunda kaldı.

Sovyetler Birliği’nin kurulduğu dönemdeki karışıklıktan yararlanan Türkler bağımsız devletler kurmaya  başladılar. (Başkurdistan, Harezm Halk Cumhuriyeti, Türkistan ve Kırgız muhtar cumhuriyeti gibi). Sovyet yönetimi bu gelişmelerden rahatsız oldu ve 1920 yılında Türk devletleri üzerinde doğrudan hakimiyet kurmaya yöneldi.

Basmacı Hareketi: Basmacı kelimesi baskın yapan, hücum eden anlamına gelir. Bu tabir Çarlık döneminde Ruslar tarafından Türkmenistan, Başkurdistan ve Kırım’da faaliyet gösteren kuvvetler için kullanılsa da daha sonra Basmacı hareketi bir halk hareketi durumuna dönüştü.

Basmacı Hareketinin temel amacı Türkistan’ı Ruslardan kurtarmak ve bağımsızlığa kavuşmaktı. Enver Paşa’nın 1921’de harekete katılmasıyla Basmacı Hareketi’nin mücadelesi hızlandı. Enver Paşa’nın 1922’de şehit olması sonucu ise Basmacı Hareketi amacına ulaşamadı. Mücadeleler her ne kadar 1931’e kadar sürse de Ruslar Basmacı Hareketine kesin olarak son verdiler. 1936’da Batı Türkistan’da SSCB’ye bağlı Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan cumhuriyetleri kuruldu.

ORTA DOĞU’DA MANDA YÖNETİMLERİNİN KURULMASI

Orta Doğu’nun Büyük Devletler için Önemi Nedir?

Orta Doğu I. Dünya Savaşı’na kadar Osmanlı Devleti egemenliği altındaydı. Osmanlı Devleti’nin iyice zayıflamasıyla birlikte Orta Doğu bölgesi İngiltere, Fransa, Rusya, Almanya ve İtalya gibi emperyalist devletlerin en büyük hedeflerinden biri durumuna geldi. Çünkü bu bölge yer altı ve yer üstü zenginlikleri bakımından iştah kabartıyordu. I. Dünya Savaşı’ndan sonra 1920 San Remo konferansıyla İngiltere ve Fransa Orta Doğu’yu paylaştılar. Buna göre İngiltere Irak, Filistin ve Ürdün’ü, Fransa ise Suriye ve Lübnan’ı aldı. Böylece Orta Doğu toprakları galip devletlerin kontrolü ve egemenliği altına girmiş oldu.

Orta Doğu’da Büyük Devletlerin Politikaları

İngiltere ve Orta Doğu: İngiltere’nin Uzak Doğu’daki sömürgelerine ulaşmada Orta Doğu en önemli yol durumundaydı. Süveyş Kanalı’nın açılması ve 19. yy.da Orta Doğu’da petrol rezervlerinin bulunmasıyla bölgenin önemi daha da arttı. İngiltere I. Dünya Savaşı’ndan sonra yapılan paylaşım antlaşmalarıyla Orta Doğu’dan en büyük payı alan taraf olmuş ve bölgenin hakim gücü olmuştu. Bölgede çıkarlarını sürdürecek politikalar peşinde koşarken Orta Doğu halkı ise İngiliz egemenliğinden kurtulma yolları aramaya başladı.

Arabistan Yarımadası: İngiltere, I. Dünya Savaşı’nda yanında yer alan liderlere bağımsızlık vaad etmesi üzerine Hicaz emiri Şerif Hüseyin kendini Arap Ülkeleri Kralı ilan etti. Oğullarını da Irak ve Ürdün’e kral tayin etti. Bununla da kalmayarak 1924’te halifeliğini ilan etti. Bölge liderliği konusunda rakibi olan Necd emiri Abdülaziz İbni Suud da kendini Hicaz ve Necd kralı ilan etti. İngiltere’nin 1927’de tanıdığı bu krallık 1932’de Suudi Arabistan Krallığı adını aldı. İngiltere 1934’te ise Yemen’in bağımsızlığını tanıdı.

Irak: Irak ise 1930 yılında İngiltere’den bağımsızlığını kazandı. 1938’de ise Irak yönetimi İngiliz yanlısı olan Başbakan Nuri Sait Paşa’nın eline geçti. Böylece İngiltere II. Dünya savaşı öncesinde Irak üzerindeki egemenliğini sürdürmüş oldu.

Ürdün: Ürdün 1922’de İngiltere’nin mandası olarak kuruldu. Ürdün bağımsızlığına ise 1946 yılında kavuşabildi.

Filistin: San Remo konferansında İngiliz mandasına bırakılan yerlerden biriydi Filistin. İngiltere’nin Filistin’de Yahudi yurdu kurma çalışmaları Wilson prensiplerine uygun olarak ABD tarafından da desteklendi. Bölgedeki karışıklıklar günümüzde halen devam etmektedir.

Mısır: İngiltere 1882’de Mısır’ı işgal etmiş, 1914’te de topraklarına katmıştır. Ancak Mısır milliyetçilerinin ayaklanmaları sonucu İngiltere 1922’de İngiltere’nin bağımsızlığını tanımak zorunda kaldı. Ancak İngiltere, Süveyş kanalı ve Mısır’daki yabancıların haklarını korumayı üzerine alarak Mısır üzerindeki egemenliğini dolaylı da olsa sürdürmeye devam etti.

Fransa ve Orta Doğu: 1920 yılında merkezi Şam olmak üzere Lübnan ve Filistin topraklarını da içine alan Suriye Krallığı kuruldu. Ancak Filistin bu devletten alınarak İngiltere’ye, Lübnan ve Suriye ise Fransa mandası altına verildi. Suriye’yi işgal eden Fransa bölgeyi sıkı askeri denetimi altına aldı ve Suriye’yi eyaletlere ayırarak federal bir düzen kurdu. Bu yüzden Arapların büyüyen tepkisiyle karşılaşan Fransa 1926’da Lübnan’a, 1930’da Suriye’ye bağımsızlıklarını verdi. Ancak her iki devletin de anayasasında Fransız mandasının devamını sağlayan maddeler vardı. II. Dünya Savaşı tehlikesinin yaklaşması nedeniyle Fransa, Suriye ve Lübnan’dan 1946’da tamamen çekildi.

UZAKDOĞU’DA YENİ BİR GÜÇ: JAPONYA

 Japonya 19. yy.ın ikinci yarısına kadar tamamen dışa kapalı bir tutum sergilemiş, bu süreç içerisinde ülkede derebeylik rejimi hüküm sürmüştür. imparator devletin başında sembolik olarak bulunuyor asıl gücü Şogun denilen ve derebeylerin en güçlüleri arasından seçilen ordu komutanları elinde tutuyordu. 1854 yılında batı ile ticari anlaşmalar yapılmasına halkın büyük tepki göstermesi sonucu Şogun yönetimi halkın üzerindeki etkisini kaybetti. 1867 yılında ise imparator Mutsuhito’nun atılımlarıyla batı tarzı yenilikleri ifade eden Meiji Restorasyonu dönemi başlamış oldu. Meiji Restorasyonuyla güçlü orduya sahip zengin bir ülke ideali gerçekleştirilmek istendi.

Meiji Restorasyonuyla 1868’de Japonya’da feodal düzen yıkıldı ve yeni bir hükümet kuruldu. yeni anayasa, yeni eğitim sistemi, yeni giyim vs. bu yenilikleri izledi. tabi tüm bu yenilikler batı tarzı yeniliklerdi. orduda da batıdan yararlanılarak pek çok yenilik yapıldı. Meiji Restorasyonuyla yapılan diğer yenilikler şöyleydi;

-ulaşım ve haberlelmeye önem verilerek demir yolları, telgraf hatları ve deniz yolları oluşturuldu.

-tekstil sanayii, ağır sanayii, demir çelik ve gemi yapımcılığı geliştirildi

-ihracat geliştirildi

bu reformlarla oldukça güçlü bir devlet haline gelen Japonya gelişen ihracatıyla birlikte hammadde sıkıntısı çekmeye başlayınca Asya kıtasına doğru yayılmacı bir politika izledi. Çin toprakları nedeniyle Rusya’yla karşı karşıya kaldı ve iki ülke arasında savaş meydana geldi. (1904-1905). Japonya Rusya’yı yenilgiye uğrattı ve bir süre sonra da Kore’yi ele geçirdi.

Japonya’nın Çin ve Rusya üzerindeki başarıları onun Uzak Doğu’da yeni ve etkili bir güç olduğunu gösterdi.

1929 DÜNYA EKONOMİK KRİZİ

1929 Dünya Ekonomik Krizi Amerika’da ortaya çıkmış, 1930’lu yıllar boyunca devam etmiş ve bu süreçte dünyanın bir çok ülkesinde yıkıcı etkiler meydana getirmiştir.

New York borsasının aşırı yükselmesi ve 24 Ekim 1929 Perşembe günü aniden dibe vurmasıyla ekonomik kriz patlak vermiş oluyordu. bu günün adı tarihte Kara Perşembe olarak anılır. New York borsasının dibe vurmasıyla 4 milyar dolardan fazla para yok oldu, bankalar battı, binlerce insanın mal varlığı yok oldu. insanlar fakirleşti ve açlığa sürüklendi. piyasadaki paranın yok olmasıyla alışverişlerde takas usulu uygulanmaya başladı.

krizden en fazla etkilenen ülkeler sanayileşmiş ülkeler oldu. insanlar hem işsiz hem evsiz kaldı. öyle ki bu kriz dünyada 50 milyon kadar insanın işsiz kalmasına, üretimin %42 oranında azalmasına, dünya ticaretinin %65 oranında düşmesine sebep olmuştur. (o güne kadar ortaya çıkan dünya ekonomik krizlerinde ticaret oranı en fazla %7 oranında düşüş göstermişti)

1929 Krizinde Türkiye: 1929 Dünya Ekonomik krizi Türkiye’yi nasıl etkilemiştir?

-devletçi ekonomiye geçilerek dış ticarette devlet denetimi arttırıldı, ithalat kısıtlandı, gümrük vergileri yükseltildi.

-halk hem tasarrufa hem yerli malı kullanımına teşvik edildi. Konunun Devamı için tıklayınız

Soğuk Savaş Dönemi

Yumuşama Döneminde Dünya-1

Yumuşama Döneminde Dünya-2

Son Yorumlar
  1. mmm
    Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/themes/cata_dekstop/functions.php on line 74
  2. eylul
    Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/themes/cata_dekstop/functions.php on line 74
  3. ceyda_27
    Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/themes/cata_dekstop/functions.php on line 74
  4. aysun
    Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/themes/cata_dekstop/functions.php on line 74
  5. aysun
    Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/themes/cata_dekstop/functions.php on line 74
  6. mhmt
    Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/themes/cata_dekstop/functions.php on line 74
  7. buse
    Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/themes/cata_dekstop/functions.php on line 74
  8. mcc
    Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/themes/cata_dekstop/functions.php on line 74
  9. Anonim
    Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/themes/cata_dekstop/functions.php on line 74
    • admin
      Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/themes/cata_dekstop/functions.php on line 74
  10. behriye
    Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/themes/cata_dekstop/functions.php on line 74
    • başak
      Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/themes/cata_dekstop/functions.php on line 74

Yorum Yazarken Türkçe Kurallarına Uyarak Yazınız Lütfen!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Menü