2011 KPSS Genel Kültür Çıkmış Sorular ve Çözümleri
Warning: Undefined variable $mtq_use_timer in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/plugins/mtouch-quiz/show_quiz.php on line 239
2011 KPSS Genel Kültür Çıkmış Sorular ve Çözümleri

Başla
Tebrikler - 2011 KPSS Genel Kültür Çıkmış Sorular ve Çözümleri adlı sınavı başarıyla tamamladınız.
Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%.
Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1 |
Aşağıdakilerden hangisi İslamiyetten önce, Türklerde ölen kişinin eşyalarıyla birlikte gömüldüğü mezara verilen addır?
A | Yuğ |
B | Şad |
C | Kurgan |
D | Toy |
E | Tigin |
1 numaralı soru için açıklama
İslamiyet’ten önce Türklerde ölen kişilerin eşyaları
ile birlikte gömüldükleri mezarlara “Kurgan”
denirdi. Yuğ, ölen kişinin arkasından düzenlenen
cenaze merasimidir. Şad, hükümdarların büyük
oğullarını verilen isimdir. Toy hem önemli devlet
meselelerinin görüşüldüğü kurullara hem de
önemli günlerde düzenlenen ziyafetlere, şölenlere
verilen isimdir. Tigin ise hükümdarın erkek
çocuklarına verilen isimdir.
Soru 2 |
Aşağıdakilerden hangisi, Hunların neden olduğu Kavimler Göçü’nün sonuçlarından biri değildir?
A | Avrupa’nın etnik yapısının değişmesi |
B | Avrupa’da bir Hun Devleti kurulması |
C | Roma İmparatorluğu’nun bütünlüğünü ve üstünlüğünü
yitirmesi |
D | Avrupa’da skolastik düşüncenin egemen olması |
E | Göktürk Devleti’nin yıkılması |
2 numaralı soru için açıklama
Kavimler Göçü sonunda Avrupa’nın etnik yapısı
değişmiş, Roma İmparatorluğu zayıflayarak parçalanmış,
Avrupa’da dine dayalı olan skolastik
düşünce egemen olmuş ve Avrupa Hun Devleti
kurulmuştur. Ancak Göktürk Devleti 375 yılında
düzenlenen Kavimler Göçü’nden çok sonra 552
yılında Orta Asya’da kurulmuş ve 630 yılında yıkılmıştır.
Bu nedenle Avrupa’yı etkileyen Kavimler
Göçü ile ilgisi görülmemiştir. [Cevap E]
Soru 3 |
Cengiz Han’ın torunu Hülagu tarafından İran’da kurulan ve 1258 yılında Bağdat’ı alarak Abbasi Devleti’ne son veren devlet aşağıdakilerden hangisidir?
A | İlhanlı Devleti |
B | Timur Devleti |
C | Altın Orda Devleti |
D | Çağatay Devleti |
E | Memluk Devleti |
3 numaralı soru için açıklama
Cengiz Han’ın torunu Hülagü Han tarafından kurulan
Bağdat’ı alarak Abbasi Devleti’ne son veren
devlet İlhanlılardır. Cengiz Han ölmeden
önce devletini oğulları arasında paylaştırmıştır.
Bu nedenle ölümünden sonra Çin’de torunu
Kubilay tarafından (1280 - 1386) Kubilay Hanlığı,
Türkistan’da oğlu Çağatay tarafından (1227
- 1369) Çağatay Hanlığı, Aşağı Volga bölgesinde
torunu Batu tarafından (1227 - 1502) Altın
Orda Hanlığı, İran’da ise torunu Hülagü tarafından
(1256 - 1336) İlhanlılar Devleti kurulmuştur. [Cevap A]
Soru 4 |
Aşağıdakilerden hangisi, Türk-İslam devletlerinde pazarlarda fiyatları, tartı ve ölçü aletlerini, üretilen ve satılan malların kalitesini denetleyen görevlidir?
A | Ulak |
B | Silahtar |
C | İğdişbaşı |
D | Muhtesip |
E | Câmedâr |
4 numaralı soru için açıklama
Türk - İslam devletlerinde pazarlarda fiyatları,
tartı ve ölçü aletlerini, üretilen ve satılan malların
kalitesini denetleyen aynı zamanda belediye işlerine
bakan görevli Muhtesiptir. Ulak bir yerden
bir yere haber götüren görevlidir. Silahtar sultanın
silahını koruyan görevlidir. İğdiş-başı esnaf
temsilcisidir. Câmedâr ise sultanın elbiselerinden
sorumlu olan görevlidir. [Cevap D]
Soru 5 |
Osmanlı Döneminde, Fatih Sultan Mehmet’in hocası olmuş, din, tasavvuf ve tıp alanlarındaki çalışmalarıyla bilinen ünlü bilgin aşağıdakilerden hangisidir?
A | Ebussuud |
B | Emir Sultan |
C | Akşemseddin |
D | Kemalpaşazade |
E | Molla Fenari |
5 numaralı soru için açıklama
Osmanlı döneminde Fatih Sultan Mehmet’in hocası
olmuş, din, tasavvuf ve tıp alanlarındaki çalışmaları
ile tanınan ünlü bilgin 1389 - 1459 yıllarında
yaşamış olan Akşemseddin’dir. [Cevap C]
Soru 6 |
Osmanlı Devleti’nde 19. yüzyılda güzel sanat dallarında eğitim ve öğretim yapmak üzere açılan ve müdürlüğüne Osman Hamdi Bey’in getirildiği okul aşağıdakilerden hangisidir?
A | Darülmuallimin |
B | Sanayi-i Nefise Mektebi |
C | Galatasaray Sultanisi |
D | Darülfünun |
E | Darülmaarif |
6 numaralı soru için açıklama
Osmanlı Devleti’nde 19. yüzyılda (1882 yılında)
açılan güzel sanatlar alanında eğitim veren okul
Sanayi-i Nefise Mektebidir. Osman Hamdi Bey’in
kurucu müdürü olduğu okul 1927 yılında güzel
sanatlar akademisine dönüştürülmüştür.
[Cevap B]
Soru 7 |
II. Mahmut, Vak’a-i Hayriye’den sonra, “Bundan böyle saltanatın millet için bir dehşet, bir korku kaynağı değil, fakat bir destek olmasını istiyorum.Bunun için ferdin malına el konulması geleneğini kaldırıyorum.” demiştir.
Bu bilgiyle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
Bu bilgiyle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A | Müsadere usulüne son verildiğine |
B | Sened-i İttifak’ın imzalandığına |
C | Divanıhümayundan Bakanlıklar Sistemine’ne
geçildiğine |
D | İlk posta teşkilatının oluşturulduğuna |
E | Yeni bir ordunun kurulduğuna |
7 numaralı soru için açıklama
II. Mahmut’un kişinin malına el konulması geleneğini
kaldırması Müsadere usulüne son verildiğini
göstermektedir. Osmanlı Devleti’nde gerekli
görüldüğü hallerde kişinin mal varlığına devletçe
el konulması uygulamasına müsadere usulü denilmektedir.
Bu uygulama özel mülkiyetin oluşumuna
engel teşkil etmektedir. II. Mahmut bu usulü
kaldırarak özel mülkiyete geçişin ilk büyük adımını
atmıştır. Tanzimat Dönemi’nde ise özel mülkiyet
hakkı getirilmiştir. [Cevap A]
Soru 8 |
Osmanlı Devleti olası bir Rus saldırısı karşısında ülkesini savunacağı düşüncesiyle aşağıdakilerden hangisinin yönetimini 1878 yılında İngiltere’ye geçici olarak bırakmıştır?
A | Mısır |
B | Kıbrıs |
C | Rodos |
D | Meis |
E | Kırım |
8 numaralı soru için açıklama
Osmanlı Devleti olası bir Rus saldırısına karşı
kendisini koruması amacıyla 1878 yılında Kıbrıs
Adası’nın yönetimini İngiltere’ye bırakmıştır.
Adanın yönetimini üstlenen İngiltere burayı askeri
bir üs haline getirmiştir. I. Dünya Savaşı sırasında
ise adayı kendisine kattığını ilan etmiştir. [Cevap E]
Soru 9 |
Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nin ve Almanya’nın, Kafkas Cephesi’nin açılmasıyla elde etmeyi planladıkları kazanımlardan biri olduğu savunulamaz?
A | Bakü petrollerini ele geçirmek
|
B | Kafkaslar üzerinden Hindistan’a ulaşmak |
C | Rusya’nın güneye inmesini önlemek |
D | Kafkaslardaki bağımsızlık mücadelesini desteklemek |
E | Süveyş Kanalı’nı ele geçirerek İngilizlerin sömürgelerine
giden yolu kapatmak |
9 numaralı soru için açıklama
I. Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde Osmanlı
Devleti, Bakü petrollerini ele geçirme,
Kafkaslardan Hindistan’a ulaşma, Rusların güneye
inmesini önleme ve Kafkaslardaki bağımsızlık
hareketlerini destekleme amaçlarını
gütmüştür. Ancak Süveyş Kanalı’nı ele geçirerek
İngiltere’nin sömürgelerine giden yolunu
kapatma amacı gütmemiştir. Bu amaç Kafkas
Cephesi’nde değil Mısır Cephesi’nde gerçekleştirilmeye
çalışılmıştır. [Cevap E]
Soru 10 |
Aşağıdakilerden hangisi Wilson ilkelerinden biri değildir?
A | Devletler arasındaki anlaşmazlıkları barış
yoluyla çözecek bir teşkilat kurulması |
B | Yenen devletlerin, yenilen devletlerden toprak
almaması |
C | Yenilen devletlerin, yenen devletlere savaş
tazminatı ödemesi |
D | Boğazların her devletin ticaret gemilerine
açık olması |
E | Devletler arasında gizil anlaşmalar yapılmaması |
10 numaralı soru için açıklama
I. Dünya Savaşı sırasında 8 Ocak 1918’de yayımlanan
Wilson ilkelerinde, devletlerarası gizli
antlaşmaların yapılmaması, boğazların bütün
ülkelerin ticaret gemilerine açık olması, yenen
devletlerin yenilenlerden toprak almaması
ve devletlerarası anlaşmazlıkların barış yoluyla
çözümü için uluslararası bir örgütün kurulması
kararları yer almıştır. Ancak yenilen devletlerin
yenen devletlere savaş tazminatı ödemesi değil
ödememesi belirtilmiştir.[Cevap C]
Soru 11 |
I. İslam Teâli Cemiyeti
II. İngiliz Muhipleri Cemiyeti
III. Sulh ve Selâmet-i Osmaniye Fırkası
Yukarıdakilerden hangileri ulusal mücadeleye karşı çıkmıştır?
Yukarıdakilerden hangileri ulusal mücadeleye karşı çıkmıştır?
A | I, II ve III |
B | II ve III |
C | I ve II |
D | Yalnız III |
E | Yalnız I |
11 numaralı soru için açıklama
Ulusal mücadele sırasında faaliyet gösteren İslam
Teali, İngiliz Muhipleri ve Sulh ve Selameti
Osmaniye cemiyetleri ulusal mücadeleye karşı
çıkmışlardır. İslam Teali Cemiyeti halifeye bağlı
kalmakla kurtuluşun gerçekleşeceğini savunarak
ulusal mücadeleye karşı çıkarken, İngiliz
Muhipleri Cemiyeti İngiliz himayesi altına girmeyi
amaçlamıştır. Sulh ve Selameti Osmaniye Cemiyeti
de yine saltanat makamına bağlı kalınarak
kurtuluşun gerçekleşeceğini savunarak ulusal
mücadeleye karşı bir tutum izlemiştir. [Cevap A]
Soru 12 |
İstanbul’un Anlaşma Devletleri tarafından işgal edilmesi ve Mebuslar Meclisinin dağılmasına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu savunulabilir?
A | İstanbul Hükûmetiyle Temsilciler Kurulunun görüşme yapması |
B | Ali Fuat Paşa’nın Kuvayımilliye Komutanlığına atanması |
C | Hükûmet üyelerinin Meclis dışından seçilmesi |
D | Misakımillî’nin ilan edilmesi |
E | Erzurum’da kongre toplanması |
12 numaralı soru için açıklama
İstanbul’un Anlaşma Devletleri tarafından işgal
edilmesine ve Mebuslar Meclisi’nin dağıtılmasına
neden olan gelişme Son Osmanlı Mebuslar
Meclisi tarafından 28 Ocak 1920 yılında Misakımilli
kararlarının kabul ve ilan edilmesidir. Misakımilli
kararlarının ilanı ile bütün ulus milli mücadelenin
yanında yer almış bu durumdan rahatsız
olan Anlaşma Devletleri de belirtilen gelişmelere
yol açmıştır. [Cevap D]
Soru 13 |
Aşağıdakilerden hangisi Gümrü Antlaşması’yla sağlanan kazanımlardan biri değildir?
A | Gürcistan’la olan anlaşmazlıkların ortadan
kaldırılmasına zemin hazırlaması |
B | Doğu Cephesi’ndeki silah ve teçhizatın bir
kısmının batıya taşınmasına ortam hazırlaması |
C | Halk arasında orduya ve Meclise duyulan güvenin
artması |
D | Sovyetlerden alınacak yardımların
Anadolu’ya gelmesini sağlayacak yolun açılması |
E | Afganistan’la dostluk anlaşması yapılması |
13 numaralı soru için açıklama
Kurtuluş Savaşı sırasında Gümrü Antlaşması 3
Aralık 1920 tarihinde Ermeniler ile imzalanmıştır.
Bu antlaşma ile Ermeniler Anadolu’daki bütün iddialarından
vazgeçtikleri için halk arasında meclise
duyulan güven artmış, Sovyetlerden gelecek
yardımların yolu açılmış, doğu cephesindeki
silah ve cephanenin bir kısmı batıya sevk edilmiş,
Gürcistan ile anlaşma zemini olmuştur. Ancak
Afganistan ile Dostluk Antlaşması daha sonra
I. İnönü Savaşı sonrasında 1 Mart 1921’de yapılmıştır.
Gümrü Antlaşması ile ilgisi yoktur. [Cevap E]
Soru 14 |
Atatürk, “Bu anlaşma, Türk ulusuna karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış, büyük bir suikastın yıkılışını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasal zafer yapıtıdır.” sözünü aşağıdakilerden hangisi için kullanmıştır?
A | Mudanya Ateşkes Anlaşması |
B | Moskova Antlaşması |
C | Ankara Antlaşması |
D | Lozan Antlaşması |
E | Montrö Boğazlar Sözleşmesi |
14 numaralı soru için açıklama
Atatürk’ün sözünü ettiği anlaşma Lozan Barış
Antlaşması’dır. Lozan Barış Antlaşması ile emperyalist
devletlerin Türk ulusuna son vererek
Ortadoğu’ya hakim olma projesi devre dışı kalmıştır.
Yeni Türk devletinin tam bağımsızlığı sağlanmıştır. [Yanıt D]
Soru 15 |
Aşağıdakilerden hangisi, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun (Öğretim Birliği) sonuçlarından biri değildir?
A | Öğretim ilkelerinde birlik sağlanması |
B | Genel eğitim kurumlarının Millî Eğitim Bakanlığına
bağlanması |
C | İlk Maarif Kongresi’nin düzenlenmesi |
D | Ulusal kültür birliğinin sağlanması için ortam
hazırlanması |
E | Dinî esaslara dayalı eğitim anlayışının terk
edilmesi |
15 numaralı soru için açıklama
TBMM’nin 3 Mart 1924 tarihinde çıkardığı
Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile öğretimdeki bölünmüşlüğe
son verilerek, bütün okullar Milli Eğitim
Bakanlığı’na bağlanmış, öğretim ilkelerinde birlik
sağlanarak ulusal kültür birliği oluşumu için
zemin hazırlanmış ve dine dayalı eğitim anlayışı
terk edilerek laik eğitim sistemimizin temeli
atılmıştır. Ancak 14 Temmuz 1921’de düzenlenen
I. Maarif Kongresi’nin Tevhid-i Tedrisat
Kanunu’nun sonuçları ile ilgisi görülmemiştir. [Cevap C]
Soru 16 |
Atatürk, “En iyi bireyler, kendinden çok, bağlı olduğu toplumu düşünen, onun varlığının ve mutluluğunun korunmasına yaşamını adayan insanlardır.” demiştir.
Atatürk’ün bu sözündeki en iyi birey tanımının aşağıdakilerden hangisiyle eşleştiği savunulabilir?
Atatürk’ün bu sözündeki en iyi birey tanımının aşağıdakilerden hangisiyle eşleştiği savunulabilir?
A | Vatandaşlık bilincine erişmiş kişi |
B | Başkalarının hak ve özgürlüklerine değer
vermeyen kişi |
C | Belli bir sınıfın yararını gözeten kişi |
D | Sorumluluklarının gereğini yerine getirmeyen
kişi |
E | Önceliklerini kişisel çıkardan yana kullanan
kişi |
16 numaralı soru için açıklama
Atatürk’ün belirtilen sözü vatandaşlık bilincine
erişmiş bireyin tanımıdır. Vatandaşlık bilincine
erişmiş bireyler kendinden çok ait olduğu toplumu
düşünen, onun varlığı ve mutluluğu için çalışan
bireydir. [Cevap A]
Soru 17 |
Kurtuluş Savaşı’nın anlamını ve bağımsızlık isteğini dile getirecek bir marşın yazılması için yarışmayı aşağıdakilerden hangisi açmıştır?
A | Millî Savunma Bakanlığı |
B | Genelkurmay Başkanlığı |
C | Millî Eğitim Bakanlığı |
D | İçişleri Bakanlığı |
E | Dışişleri Bakanlığı |
17 numaralı soru için açıklama
Kurtuluş Savaşı sırasında İstiklal Marşı’nın yazılması
için düzenlenen yarışmayı Milli Eğitim Bakanlığı
düzenlemiştir. Dönemin Milli Eğitim Bakanı
Hamdullah Suphi (Tanrıöver) Bey tarafından
organize edilen yarışmada katılan şiirler beğenilmeyince
Mehmet Akif Ersoy’un yazması istenmiştir.
Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı İstiklal
Marşı şiiri 12 Mart 1921 tarihinde ulusal marş
olarak kabul edilmiştir. [Cevap C]
Soru 18 |
Atatürk Nutuk’ta, “Takrir-i Sükûn Kanunu ile İstiklal Mahkemelerini, istibdat vasıtası olarak kullanacağımız fikrini ortaya atanlar ve bu fikri telkine çalışanlar oldu... Biz olağanüstü olarak alınan ve fakat yasal olan önlemleri hiçbir vakit ve hiçbir surette, kanunun üzerine çıkmak için vasıta olarak kullanmadık.” demiştir.
Atatürk’ün bu anlatımıyla, Takrir-i Sükûn Kanunu’nun kabul edilmesi ve İstiklal Mahkemelerinin kurulmasında aşağıdakilerden hangisini gerekçe olarak gösterdiği savunulamaz?
Atatürk’ün bu anlatımıyla, Takrir-i Sükûn Kanunu’nun kabul edilmesi ve İstiklal Mahkemelerinin kurulmasında aşağıdakilerden hangisini gerekçe olarak gösterdiği savunulamaz?
A | Devletin hayat ve bağımsızlığını sağlama |
B | Milletin medeni ve sosyal gelişmesine ilişkin
girişimleri koruma |
C | Ülkenin düzen ve güvenliğini sağlama |
D | Tehlikelere karşı önlem alma zorunluluğu |
E | Uluslararası ilişkileri düzenleme zorunluluğu |
18 numaralı soru için açıklama
Şeyh Sait İsyanı’na bağlı olarak 4 Mart 1925’te
çıkarılan Takrir-i Sükun Kanunu ve İstiklal Mahkemelerinin
kurulması ülkenin düzen ve güvenliğinin
sağlanması, devletin varlığına yönelik tehdit
ve tehlikelerin önlenmesi, yapılmış devrimlerin
korunması ve yerleşmesi amacını taşımıştır.
Uluslararası ilişkilerin düzenlenmesi ile ilgisi yoktur. [Cevap E]
Soru 19 |
Aşağıdakilerden hangisi Teşvik-i Sanayi Kanunu’nun uygulamalarından biri değildir?
A | Çeşitli sanayi kuruluşlarına devlet arazisi
tahsis edilmesi |
B | Bazı işletmelere taşıma hizmetlerinde indirim
sağlanması |
C | Millî tasarruf ve mevduatın artması için Türkiye
İş Bankasının kurulması |
D | Vergilerde muafiyetler getirilmesi |
E | Devlet daireleri için yerli ürün kullanma zorunluluğunun
getirilmesi |
19 numaralı soru için açıklama
1927 yılında çıkarılan Teşvik-i Sanayi Kanunu ile
devlet sanayileşmenin sağlanabilmesi için özel
teşebbüse destek olmaya çalışmıştır. Bu amaçla
özel teşebbüse bazı vergi muafiyetleri getirilmiş,
taşıma hizmetlerinde indirim yapmış, devlet arazisi
tahsis etmiş ve devlet dairelerine yerli ürün
kullanma zorunluluğu getirilmiştir. Ancak Türkiye
İş Bankası bu kanundan daha önce 1924 yılında
kurulmuştur. Bu nedenle Teşvik-i Sanayi Kanunu
ile ilgili bir uygulama olmamıştır. [Cevap C]
Soru 20 |
Türk İnkılabı’nın,
I. belli bir ideolojiye bağlı olarak ortaya çıkma, II. başka uluslara örnek olma, III. tek kişinin egemenliğine dayalı ülke idaresini değiştirme
durumlarından, hangileri bakımından Rus İnkılabı’ndan farklı olduğu savunulabilir?
I. belli bir ideolojiye bağlı olarak ortaya çıkma, II. başka uluslara örnek olma, III. tek kişinin egemenliğine dayalı ülke idaresini değiştirme
durumlarından, hangileri bakımından Rus İnkılabı’ndan farklı olduğu savunulabilir?
A | Yalnız I |
B | Yalnız II |
C | Yalnız III |
D | I ve II |
E | II ve III |
20 numaralı soru için açıklama
Türk İnkılabı, Rus İnkılabı’na tek kişinin egemenliğine
karşı olma ve başka uluslara örnek teşkil
etme yönüyle benzerlik göstermektedir. Türk İnkılabı
Osmanlı saltanatına Rus İnkılabı çarlık düzenine
karşı çıkarak kişisel egemenliğe son vermiştir.
Bu durum diğer kişisel egemenlikle idare edilen
uluslara da örnek olmuştur. Ancak Rus İnkılabı
belli bir ideolojiye yani komünizme dayalı olarak
gelişmiş ve belli bir sınıfa (işçi sınıfı) mal edilmiştir.
Türk İnkılabı ise belli bir ideolojiye ve sınıfa
değil tüm halka mal olan bir inkılap olmuştur. [Cevap A]
Soru 21 |
• Soyadı Kanunu’nun kabul edilmesi
• Medreselerin kapatılması
• Medeni Kanun’un kabul edilmesi
Yukarıdaki gelişmeler aşağıda verilen Atatürk ilkelerinden hangisiyle ilişkilendirilemez?
Yukarıdaki gelişmeler aşağıda verilen Atatürk ilkelerinden hangisiyle ilişkilendirilemez?
A | Laiklik |
B | Devletçilik |
C | Milliyetçilik |
D | Halkçılık |
E | İnkılapçılık |
21 numaralı soru için açıklama
Soyadı Kanunu toplumsal yaşamdaki karışıklıkları
ve eşitsizlikleri önlediği için halkçılık ilkesi ile
ilgilidir. Medreselerin kapatılması ulusal kültürün
oluşması açısından milliyetçilik, dine dayalı eğitime
son vermesi açısından laiklik ilkesi ile ilgilidir.
Medeni Kanun ise sosyal yaşamdaki eşitsizlikleri
önlemesi açısından halkçılık, dine dayalı
hukuk anlayışına son vermesi açısından laiklik
daha yeni ve çağdaş olması açısından inkılapçılık
ilkesi ile ilgilidir. Ancak büyük yatırımların devlet
eliyle gerçekleştirilmesini savunan devletçilik
ilkesi ile verilen gelişmelerin ilişkisi bulunmamaktadır. [Cevap B]
Soru 22 |
Aşağıdakilerden hangisinin sosyal hayattaki ayrıcalıkları önlemek amaçlı olduğu savunulamaz?
A | Tekke ve zaviyelerin kapatılması |
B | Hacı, ağa, hafız, molla gibi unvanların kaldırılması |
C | Medeni Kanun’un kabul edilmesi |
D | Devlet İstatistik Enstitüsünün kurulması |
E | Dinî giysilerin mabetler dışında giyilmesinin yasaklanması |
22 numaralı soru için açıklama
Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması, hacı,
hafız, molla gibi unvanların kaldırılması, Medeni
Kanun’un kabul edilmesi ve dini giysilerin mabetler
dışında giyilmesinin yasaklanması sosyal
yaşamda görülen ayrıcalıkları önleme amacı taşımaktadır.
Ancak 1926 İstatistik Umum Müdürlüğü
olarak kurulan 1962 yılında Devlet İstatistik
Enstitüsü adını alan kurumun bu durumla bir ilgisi
bulunmamaktadır. [Cevap D]
Soru 23 |
Mustafa Kemal, “Hiçbir sınır tanımayarak dünyadaki bütün Türkleri bir devlet olarak birleştirmek, ulaşılamayacak bir amaçtır. Bu, yüzyılların ve yüzyıllarca yaşamakta olan insanların çok acı, çok kanlı olaylar ile ortaya koyduğu bir gerçektir.” demiştir.
Mustafa Kemal bu sözüyle, Osmanlı Devleti’nin yıkılışı döneminde savunulan aşağıdaki fikir akımlarından hangisini eleştirmiştir?
Mustafa Kemal bu sözüyle, Osmanlı Devleti’nin yıkılışı döneminde savunulan aşağıdaki fikir akımlarından hangisini eleştirmiştir?
A | Osmanlıcılık |
B | Turancılık |
C | Milliyetçilik |
D | Batıcılık |
E | İslamcılık |
23 numaralı soru için açıklama
Mustafa Kemal Paşa’nın “Hiç bir sınır tanımayarak dünyadaki bütün Türkleri bir devlet olarak birleştirmek ulaşılmayacak bir amaçtır.” diye eleştirdiği fikir akımı Turancılıktır. Turancılık dünyadaki bütün Türkleri ve yaşadıkları bölgeleri içine alan büyük bir Türk devleti kurma ideolojisidir. [Cevap B]
Soru 24 |
Mustafa Kemal, “...Artık hükûmet ile millet arasında mazideki ayrılık kalmamıştır. Hükûmet millettir ve millet hükûmettir. Artık hükûmet ve hükûmet mensupları kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır.” demiştir.
Mustafa Kemal’in bu anlatımıyla aşağıdaki kavramlardan hangisini vurguladığı savunulabilir?
Mustafa Kemal’in bu anlatımıyla aşağıdaki kavramlardan hangisini vurguladığı savunulabilir?
A | Tam bağımsızlık |
B | Barışseverlik |
C | Bilimsellik |
D | Millî birlik ve beraberlik |
E | Vatanseverlik |
24 numaralı soru için açıklama
Mustafa Kemal Paşa “Artık hükûmet ile millet arasında
ayrılık kalmamıştır hükûmet millettir ve millet
hükûmettir” diyerek milli birlik ve beraberlik
kavramını vurgulamıştır. Milli birlik ve beraberliğin
oluşması için hükûmetin milletten ayrı olmaması
ve milletin üstünlüğünü kabul et-mesi gerekir. [Cevap D]
Soru 25 |
Aşağıdakilerden hangisi Cumhuriyet Dönemi gelişmelerinden biri değildir?
A | Kabotaj Kanunu’nun çıkarılması |
B | Halifeliğin kaldırılması |
C | Çok partili hayata geçiş amacıyla siyasi partilerin
kurulması |
D | Sadabat Paktı’nın imzalanması |
E | Kanunuesasi’nin kabul edilmesi |
25 numaralı soru için açıklama
Cumhuriyet Dönemi 29 Ekim 1923 tarihinde
cumhuriyetin ilan edilmesi ile başlamış ve halen
devam etmekte olan dönemdir. Kabotaj Kanunu
1 Temmuz 1926’da kabul edilmiştir. Halifelik
3 Mart 1924’te kaldırılmıştır. Çok partili hayata
geçiş amacı ile siyasi partiler 1924 yılında
kurulmuştur (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
17 Kasım 1924’te kurulmuştur). Sadabat
Paktı 8 Temmuz 1937’de imzalanmıştır. Ancak
Kanunuesasi’ye Cumhuriyetten önce 23 Aralık
1876’da ilan edilmiştir. [Cevap E]
Soru 26 |
Aşağıdakilerden hangisi, Atatürk Döneminde tarımı geliştirmek amacıyla yapılan çalışmalardan biri değildir?
A | Aşar vergisinin kaldırılması |
B | Ziraat Bankasının kurulması |
C | Numune çiftliklerinin kurulması |
D | Yüksek Ziraat Enstitüsünün kurulması |
E | Tarım satış kooperatiflerinin kurulması |
26 numaralı soru için açıklama
Atatürk döneminde tarımı geliştirmek amacıyla
1925 yılında Aşar vergisi kaldırılmıştır. 1925’ten
itibaren numune çiftlikleri kurulmuştur. 1933 yılında
Yüksek Ziraat Enstitüsü kurulmuştur. 1935
yılında Tarım Satış Kooperatifleri kurulmuştur.
Ancak Ziraat Bankası Osmanlı döneminde 1888
yılında kurulmuştur. [Cevap B]
Soru 27 |
I. Mudanya Ateşkes Anlaşması’yla ilgili görüşmelerdeki başarısı
II. Eskişehir-Kütahya Savaşları
III. Genelkurmay Başkanı olduğu sırada yaptığı başarılı hizmetleri
İsmet İnönü’nün Lozan Konferansı’na gönderilen heyete başkan olarak seçilmesinde yukarıdakilerden hangilerinin etkili olduğu savunulabilir?
İsmet İnönü’nün Lozan Konferansı’na gönderilen heyete başkan olarak seçilmesinde yukarıdakilerden hangilerinin etkili olduğu savunulabilir?
A | Yalnız I |
B | Yalnız II |
C | Yalnız III |
D | I ve III |
E | II ve III |
27 numaralı soru için açıklama
İsmet İnönü’nün Lozan Konferansı’na gönderilen
heyetin başkanı seçilmesinde, Mudanya
Ateşkes Antlaşması görüşmelerindeki başarısı
ve Genel Kurmay Başkanlığı sırasındaki başarılı
hizmetleri etkili olmuştur. Ancak Eskişehir - Kütahya
Savaşı kaybedildiği için etkisi olmamıştır. [Cevap D]
Soru 28 |
I. Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO)
II. Milletler Cemiyeti
III. Balkan Antantı
Türkiye Cumhuriyeti’nin yukarıdaki kuruluşlara üye olma sıralaması aşağıdakilerden hangisidir?
Türkiye Cumhuriyeti’nin yukarıdaki kuruluşlara üye olma sıralaması aşağıdakilerden hangisidir?
A | I, II, III |
B | II, I, III |
C | II, III, I |
D | III, II, I |
E | III, I, II |
28 numaralı soru için açıklama
Türkiye Cumhuriyeti Milletler Cemiyetine 18
Temmuz 1932’de üye olmuştur. Balkan Antantı
9 Şubat 1934’te kurulmuştur. Kuzey Atlantik Antlaşması
Örgütü’ne (NATO) ise 18 Mayıs 1952’de
üye olmuştur. [Cevap C]
Soru 29 |
Aşağıdakilerden hangisi, Lozan Antlaşması imzalandıktan sonra Türkiye ile Fransa arasında gerginliğe sebep olan konulardan biri değildir?
A | Osmanlı borçları |
B | Yabancı okullar |
C | Adana-Mersin demir yolları |
D | Bozkurt-Lotus davası |
E | Oniki Ada’nın silahlandırılması |
29 numaralı soru için açıklama
Fransa ile Lozan Antlaşması’ndan sonra aramızda
Osmanlı borçları, yabancı okullar, Bozkurt
- Lotus Davası ve Adana - Mersin demiryolları
sorunları görülmüştür. Ancak On iki Ada’nın
silahlandırılması konusu Fransa ile ilgili değildir.
Rodos ve On iki Ada Lozan’da İtalya’ya bırakılmıştır.
1947 yılında ise İtalya’dan alınarak
Yunanistan’a verilmiştir. [Cevap E]
Soru 30 |
Türkiye’nin Milletler Cemiyetine üye olmasında aşağıdakilerden hangisinin etkisi olduğu savunulamaz?
A | Boğazlar sorununun barışçıl bir tutumla çözülmesi |
B | Avrupa’daki gruplaşmanın belirgin bir hâl alması |
C | Türkiye’nin Batılı devletlerle sorunlarına barışçıl çözüm araması |
D | Türkiye’nin uluslararası politikada öneminin artması |
E | Türkiye’nin komşularıyla dostluk antlaşmaları imzalaması |
30 numaralı soru için açıklama
Türkiye’nin Millet Cemiyeti’ne üye olmasında
Avrupa’da II. Dünya Savaşı tehlikesine bağlı olarak
gruplaşmaların başlaması, sorunlarında barışçıl
çözümler araması, komşuları ile dostluk
antlaşmaları imzalaması ve uluslararası politikada
öneminin artması etkili olmuştur. Ancak Boğazlar
sorunu Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile
20 Temmuz 1936’da çözümlenmiştir. Yani bu sorun
çözüldüğünde Türkiye zaten cemiyetin üyesidir.
Bu nedenle üye olmasına etkisi söz konusu
değildir. [Cevap A]
Soru 31 |
Televizyonda hava durumunu aktaran sunucu, Türkiye kıyılarında rüzgârın karayel ve poyrazdan saatte 50-60 kilometre hızla estiğini söylemiştir.

Buna göre, haritada numaralanmış rüzgârlardan hangisinin esiş yönü yanlış verilmiştir?

Buna göre, haritada numaralanmış rüzgârlardan hangisinin esiş yönü yanlış verilmiştir?
A | I |
B | II |
C | II |
D | IV |
E | V |
31 numaralı soru için açıklama
Haritada I ve V numaralı doğrultularda esen rüzgar esen rüzgar karayel, II ve IV numaralı doğrultularda esen rüzgar ise Poyraz’dır. Ege Bölgesi’nde batıdan esen III numaralı rüzgar Günbatısıdır. Buradaki rüzgarın Karayel’in esme yönüne uygun olarak kuzeybatıdan esmesi gerekirdi. [Cevap C]
Soru 32 |
I. Topraklarının mineral bakımından genellikle zengin olması
II. Turizm açısından önemli yer şekillerine sahip olması
III. Aktif volkanların bulunması
IV. Fay hatları ve püskürük kayaçların olduğu yerlerde bulunması
Yukarıdakilerden hangileri Türkiye’deki volkanik arazilerin tümü için ortak bir özelliktir?
Yukarıdakilerden hangileri Türkiye’deki volkanik arazilerin tümü için ortak bir özelliktir?
A | I ve II |
B | I ve IV |
C | II ve III |
D | II ve IV |
E | III ve IV |
32 numaralı soru için açıklama
Soru kökünde volkanik arazilerin ortak özellikleri istenmektedir.
- Toprakların mineral bakımından genellikle zengin olması, Türkiye’deki volkanik arazilerin tümü için söylenebilir.
(I) Bu durumun başlıca nedeni lav haznesinin soğuduktan sonra ayrışması sonucu mineral yönünden zengin toprak oluşumlarına kaynak olmasıdır.
- Turizm açısından önemli yer şekillerine sahip olması, ülkemiz volkanik arazileri için ortak bir özellik değildir.
(II) Örneğin Nevşehir çevresinde turizm açısından önemli olan peri bacaları olmakla beraber Kars Platosundaki volkanik arazide turizme konu olabilecek bir yer şekli örneği bulunmaz.
- Aktif volkanların bulunması Türkiye için söylenemez
(III) Çünkü ülkemizin volkanik dağları faaliyetini kaybetmiş başka bir ifadeyle sönmüştür.
- Türkiye’de volkanik arazilerin özelliklerinden biri de, fay hatları ve püskürük kayaçların olduğu yerlerde bulunmasıdır.
(IV). Fay hatlarındaki zayıf dirençli alanlardan çıkan lav tabakaları zamanla soğuyup ayrışarak bazalt, andezit, granit vs. gibi püskürük kayaçların oluşmasına yol açmıştır. [Cevap B]
Soru 33 |
Türkiye’nin coğrafi bölgeleri belirlenirken fiziki, beşerî ve ekonomik özellikler göz önünde bulundurulmuştur. Fiziki özellikler içerisinde de yer şekilleri belirleyici olmuştur.
Buna göre, Ege Bölgesi’nin sınırlarının, diğer kıyı bölgelerinin aksine iç kesimlere daha fazla sokulması, bölgedeki dağların hangi özelliğiyle açıklanabilir?
Buna göre, Ege Bölgesi’nin sınırlarının, diğer kıyı bölgelerinin aksine iç kesimlere daha fazla sokulması, bölgedeki dağların hangi özelliğiyle açıklanabilir?
A | Kıyı çizgisine uzanış doğrultusuyla |
B | Yükselti değerleriyle |
C | Kayaç özellikleriyle |
D | Oluştukları dönemle |
E | Üzerlerindeki doğal bitki örtüsüyle |
33 numaralı soru için açıklama
Ege Bölgesi’nin sınırlarının diğer kıyı bölgelerinin aksine iç kesimlere daha fazla sokulmasında bu bölgedeki dağların kıyı çizgisine uzanış doğrultuları belirleyici olmuştur. [Cevap A]
Soru 34 |
Aşağıda belirtilen dönem ve olayların hangisi, Türkiye’de nüfus artış hızının azalmasında daha az etkili olmuştur?
A | 1918 - 1923 döneminde savaşların yaşanması |
B | 1940 - 1945 döneminde II. Dünya Savaşı nedeniyle seferberlik ilan edilmesi |
C | 1960 - 1965 döneminde özellikle yetişkin erkek
nüfusun işçi olarak yurt dışına gitmesi |
D | 1970 - 1980 döneminde kırsal kesimden
kentlere olan iç göçün yoğunluk kazanması |
E | 1985 - 2010 döneminde eğitim seviyesinin
yükselmesi ve kadınların iş hayatına daha
fazla katılması |
34 numaralı soru için açıklama
Türkiye’de nüfus artış hızının azalmasında etkisi
belirgin olan dönem ve olaylar şunlardır;
- 1918 – 1923 döneminde savaşların yaşanması;
bu yıllarda ulusal mücadeleye k a t k ı
sağlamak amacıyla erkek, kadın nüfus savaşta
hayatını kaybetmiş, buna bağlı olarak
nüfus artış hızında düşme yaşanmıştır. (A)
- 1940 – 1945 döneminde II. Dünya Savaşı
nedeniyle seferlik ilan edilmesi; Bu dönemde
seferberlik nedeniyle erkek nüfusun silah
altına alınması Türkiye’de nüfus artış hızının
cumhuriyet döneminde en düşük seviye
de olmasına neden olmuştur. (B)
- 1960 – 1965 döneminde özellikle yetişkin
erkek nüfusun işçi olarak yurt dışına gitmesi;
üretken nüfusun yurt dışına gitmesi
doğumların dolayısıyla nüfus artış hızının
azalmasında etkili olmuştur. (C)
- 1985 – 2010 döneminde eğitim seviyesinin
yükselmesi ve kadınların iş hayatına katılması;
Eğitim düzeyi ile birlikte bilinçlenmenin
artması, kadının giderek iş hayatında
daha fazla yer alması doğum oranlarının
azalmasına yol açmıştır. Buna bağlı olarak
nüfus artış hızı düşmüştür. (E)
Buna göre Türkiye’de nüfus artış hızının azalmasında
etkisi en az olan dönem ve olay, 1970
– 1980 döneminde kırdan kente göçlerin yoğunluk
kazanmasıdır. (D) [Cevap D]
Soru 35 |
Türkiye’de 1950 yılından sonra etkili olmaya başlayan iç göçlerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A | Denize kıyısı olan coğrafi bölgelerin tümünde
nüfus artışının başlıca nedeni bölge dışından
alınan göçlerdir. |
B | İç göçlerin önemli bir bölümü ekonomik ve
sosyal alanlardaki değişimler ve doğal afetler
gibi nedenlerle olmaktadır. |
C | Göç hareketi daha çok doğudan batıya doğru
olmaktadır. |
D | Göç veren illerde doğum oranı genellikle
yüksektir. |
E | Türkiye’de nüfus hareketlerinin büyük çoğunluğunu
iç göçler oluşturmaktadır. |
35 numaralı soru için açıklama
Türkiye’de iç göçlerin özellikleri arasında şunlar
yer alır;
- Önemli bir bölümü ekonomik ve sosyal nedenlerden
kaynaklanır.
- Göçler daha çok doğudan batıya doğrudur.
- Göç veren yöre ve illerde doğum oranı genellikle
yüksektir.
- Türkiye’de nüfus hareketinin büyük çoğunluğunu
oluşturmaktadır.
- İç göçe katılan nüfusun genellikle eğitim seviyesi
düşüktür.
- Göçe katılan nüfus çoğunlukla aktif nüfustur.
- Kıyı bölgeleri iç kesimlerden daha fazla göç
alır.
Türkiye’de “kıyı bölgelerinin tümünde nüfus artışının
başlıca nedeni bölge dışından alınan göçlerdir.”
yargısı iç göçlerle ilgili doğru olamaz. Karadeniz
Bölgesi’nde doğum oranlarının fazla, iş
imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle bölge dışına
yaşanan göçler bu yargıyı bozmaktadır [Cevap A]
Soru 36 |
Aşağıda beş ile ait bazı beşerî ve ekonomik özellikler verilmiştir.
I. Bolu’da kümes hayvancılığının yaygınlaşması,
II. Kars’ta kış turizminin gelişmesi,
III. Elazığ’da Keban Barajı’nın işletmeye açılması,
IV. Eskişehir’in bir üniversite ve kültür kenti olması,
V. Burdur’da İnsuyu Mağarası’nın turizme açılması
Buna göre, yukarıdaki illere ait beşerî ve ekonomik özelliklerden hangisi, o ilin sosyoekonomik yapısında diğerlerine göre daha büyük değişime neden olmuştur?
I. Bolu’da kümes hayvancılığının yaygınlaşması,
II. Kars’ta kış turizminin gelişmesi,
III. Elazığ’da Keban Barajı’nın işletmeye açılması,
IV. Eskişehir’in bir üniversite ve kültür kenti olması,
V. Burdur’da İnsuyu Mağarası’nın turizme açılması
Buna göre, yukarıdaki illere ait beşerî ve ekonomik özelliklerden hangisi, o ilin sosyoekonomik yapısında diğerlerine göre daha büyük değişime neden olmuştur?
A | I |
B | II |
C | III |
D | IV |
E | V |
36 numaralı soru için açıklama
Kentlerin sosyoekonomik yapısında en büyük
değişime neden olan etkinlik sanayidir. Ancak
öncüllerdeki illerde sanayiye yönelik belirgin bir
ekonomik özellik verilmemiştir. Bu durumda illerin
sosyoekonomik düzeyleri birbirleriyle kıyaslandığında,
Eskişehir’in bir üniversite ve kültür
kenti olması bu şehrin yapısında daha büyük değişime
yol açmıştır. İlde Anadolu ve Osmangazi
adlarında iki üniversite bulunmaktadır. Bu üniversitelerde
okuyan binlerce öğrenci Eskişehir’in
sosyoekonomik ve kültürel yapısına büyük katkılar
sağlamaktadır. [Cevap D]
Soru 37 |
Aşağıdakilerden hangisi Kocaeli, Bursa ve Sakarya illerinin ortak özellikleri arasında yer almaz?
A | Nüfus yoğunluklarının Türkiye ortalamasının üzerinde olması |
B | Ulaşım olanaklarının gelişmiş olması |
C | Petrokimya endüstrisinin gelişmiş olması |
D | Dışarıdan göç alması |
E | Aynı coğrafi bölgede topraklarının bulunması |
37 numaralı soru için açıklama
Kocaeli, Bursa ve Sakarya illeri;
- Nüfus yoğunluklarının Türkiye ortalamasının
üzerinde olması
- Ulaşım olanaklarının gelişmiş olması
- Dışarıdan göç almaları
- Aynı coğrafi bölgede topraklarının bulunması
gibi özellikler bakımından ortak yapıya sahiptirler
Ancak petrokimya endüstrisinin gelişmiş olması
bu üç il için ortak bir özellik değildir.
Aralarında Petro kimya sanayinin geliştiği tek il
Kocaeli’dir. [Cevap C]
Soru 38 |
Ege Bölgesi’nin elektrik üretimi göz önüne alındığında,
I. akarsu, II. linyit, III. rüzgâr, IV. jeotermal
enerji kaynaklarından hangilerinin payı daha fazladır?
I. akarsu, II. linyit, III. rüzgâr, IV. jeotermal
enerji kaynaklarından hangilerinin payı daha fazladır?
A | I ve II |
B | I ve III |
C | II ve III |
D | II ve IV |
E | III ve IV |
38 numaralı soru için açıklama
Bu soruda ‘’Ege Bölgesi’nin elektrik üretimi göz
önüne alındığında’’ cümlesine dikkat edilmesi
gerekir. Buna göre bölgenin elektrik üretiminde
akarsu, linyit, rüzgar, jeotermal enerji kaynakların
tümü pay sahibidir. Ancak bunlar arasında
en fazla pay akarsu (I) ve linyite (II) aittir. Ege
Bölgesi’nde yaklaşık 46 baraj bulunmakta ve
bunlardan 6 tanesi hidroelektrik santrali olarak
çalışmaktadır. Bölgede linyitle çalışan santrallerde
yaygındır. (Soma, Yatağan, Tunçbilek vs.) jeotermal
enerji üretilen santraller Germencik (Aydın)
ve Sarayköy (Denizli)’dedir. Bu iki santralden
elde edilen enerji bölgenin toplam elektrik
üretiminde linyit ve akarsudan elde edilen enerjiye
göre çok azdır. Rüzgar santrallerinin de sağladığı
enerji değeri oldukça düşüktür. [Cevap A]
Soru 39 |
Güneydoğu Anadolu Projesi’nin hayata geçirilmesi, bu bölgede yoğun olarak yetiştirilen ürünlerden hangisinin üretim miktarının artmasında daha etkili olmuştur?
A | Antep fıstığı |
B | Kırmızı mercimek |
C | Pamuk |
D | Tütün |
E | Buğday |
39 numaralı soru için açıklama
Bu sorunun oldukça benzeri 2007 KPSS sınavında
sorulmuştur. GAP tamamlanmaya başladıkça
ve bittikten sonra bölgede üretimi ve ekim
alanı en çok artarak ürün pamuktur. Pamuk bitkisi
tekstil endüstrisinin ham maddesi olup getirisi
fazladır. 2005 yılına kadar pamuk üretiminde ilk
sırada Ege Bölgesi yer almaktaydı. GAP’ın hayata
geçirilme oranı arttıkça proje daha tamamlanmadan
Güneydoğu Anadolu Bölgesi pamuk
üretiminde ilk sıraya geçmiştir. [Cevap C]
Soru 40 |
Akdeniz Bölgesi’nin dağlık ve platoluk kesimlerinin jeomorfolojik özellikleri,
I. yaylacılık, II. ticaret, III. turizm, IV. ulaşım etkinliklerinden hangilerini olumlu yönde etkilemiştir?
I. yaylacılık, II. ticaret, III. turizm, IV. ulaşım etkinliklerinden hangilerini olumlu yönde etkilemiştir?
A | I ve II |
B | I ve III |
C | II ve III |
D | II ve IV |
E | III ve IV |
40 numaralı soru için açıklama
Akdeniz Bölgesi’nde dağlık ve platoluk kesimlerinin
yer şekilleri, bu bölgede yaylacılık (I) ve turizm
(III) etkinliklerini olumlu etkilemiştir. Bölgedeki
yükselti şartları yaylacılığın gelişmesinde
belirleyici olmuştur. Dağlık ve platoluk kesimlerin
arasındaki vadilerde rafting ve kano sus sporları
turizmi gelişmiştir. [Cevap B]
Soru 41 |
Türkiye’de tarımda makineleşme ne kadar yaygınlaşırsa yaygınlaşsın yine de bazı ürünlerin yetiştirilmesinde insan emeğine duyulan yoğun gereksinim devam edecektir.
Bu yargının doğruluğunu kanıtlamak için öncelikle,
I. çeltik, II. buğday, III. çay, IV. mısır
ürünlerinden hangilerinin yetiştirilme koşulları örnek gösterilebilir?
Bu yargının doğruluğunu kanıtlamak için öncelikle,
I. çeltik, II. buğday, III. çay, IV. mısır
ürünlerinden hangilerinin yetiştirilme koşulları örnek gösterilebilir?
A | I ve II |
B | I ve III |
C | I ve IV |
D | II ve III |
E | III ve IV |
41 numaralı soru için açıklama
Çeltik (pirinç) bitkisi genellikle akarsu boylarında
ve sulak alanlarda yetiştirilmektedir. Makineli tarımın
yoğun olmadığı ve insan emeğiyle tarımı
yapılan bir üründür.
- Çay bitkisinin yetiştiği yerlerde yer şekilleri
makineli tarıma elverişli değildir. Türkiye’de
makineli tarımın yaygınlaşması, çay bitkisinde
de insan emeğine duyulan yoğun gereksinimi
azaltmayacaktır. [Yanıt B]
Soru 42 |
I. Orman örtüsünün zengin olması
II. Tarla tarımına elverişli alanların sınırlı olması
III. Yaz kuraklığının az görülmesi
IV. Dağınık yerleşmenin yaygın olması
Yukarıdakilerden hangileri, Doğu Karadeniz Bölümü’nde büyükbaş hayvancılığın önemli bir ekonomik etkinlik olmasının nedenidir?
II. Tarla tarımına elverişli alanların sınırlı olması
III. Yaz kuraklığının az görülmesi
IV. Dağınık yerleşmenin yaygın olması
Yukarıdakilerden hangileri, Doğu Karadeniz Bölümü’nde büyükbaş hayvancılığın önemli bir ekonomik etkinlik olmasının nedenidir?
A | I ve II |
B | I ve III |
C | II ve III |
D | II ve IV |
E | III ve IV |
42 numaralı soru için açıklama
Doğu Karadeniz’de
- Tarıma elverişli alanların sınırlı olması (Yer
şekilleri nedeniyle)
- Her mevsimin yağışlı geçmesi yada yaz kuraklığının
az görülmesi (yağış rejimi nedeniyle)
gibi nedenler bölümde büyükbaş mera hayvancılığının
önemli bir ekonomik etkinlik olarak öne
çıkmasına yol açmıştır. [Cevap C]
Soru 43 |
İzmir’in merkez ilçesine bağlı bir köye kara yoluyla ulaşabilmek için ortalama on kilometre yol almak gerekirken Kütahya’da kuş uçumu mesafesi aynı olan bir köye on beş kilometre yol almak gerekmektedir.
Bu durum, aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
Bu durum, aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
A | Yerleşme birimlerinin sıklığıyla |
B | Doğal bitki örtüsünün farklılığıyla |
C | İklim koşullarının farklılığıyla |
D | Tarım alanlarının genişliğiyle |
E | Yer şekillerinin engebeliğiyle |
43 numaralı soru için açıklama
İzmir ve Kütahya illeri Ege Bölgesi’nde bulunmakla
birlikte yer aldıkları coğrafi bölümler farklıdır.
İzmir Kıyı Ege Bölümünde Kütahya ise iç batı
Anadolu Bölümünde bulunur. Her iki bölümde de
yer şekillerinin engebeliliği farklı olduğu için bu
iki il merkezine bağlı olan köylere kara yoluyla
ulaşım mesafesi değişmektedir. [Cevap E]
Soru 44 |
Ülke sınırları içerisinde bölge, bölüm ve yöreler arasında yapılan ticarete “iç ticaret” denir.
Buna göre, Türkiye’de hareketli bir iç ticaretin olması aşağıdakilerden hangisiyle ilgili değildir?
Buna göre, Türkiye’de hareketli bir iç ticaretin olması aşağıdakilerden hangisiyle ilgili değildir?
A | Endüstri kuruluşlarının belirli bölgelerde toplanmasıyla |
B | Bölgeler arasında yetişen tarım ürünlerinin
farklı olmasıyla |
C | Nüfus artış hızının yüksek olmasıyla |
D | İnsanların satın alma gücünün artmasıyla |
E | Bölgelerin yüz ölçümlerinin farklı olmasıyla |
44 numaralı soru için açıklama
Türkiye’de iç ticaret etkinlikleri üzerinde şu faktörler
etkilidir;
- Sanayi dağılımının bölgelere göre düzensiz
olması
- Bölgelere göre yetişen tarım ürünlerinin
farklı olması
- Nüfus artış hızı
- Nüfusun bölgelere göre dağılımı
- İnsanların satın alma gücünde meydana
gelen değişim
Buna göre bölgelerin yüz ölçümlerinin farklı olmasıyla
iç ticaret potansiyeli arasında ilişki bulunmaz. [Cevap E]
Soru 45 |
Türkiye’de, 1990 yılında tarımsal ürünlerin dış satımından yaklaşık 2,4 milyar Amerikan doları gelir elde edilmiş ve bu değer toplam dış satımın % 18,1’ini oluşturmuştur. 2007 yılında ise yaklaşık 11,4 milyar Amerikan dolarlık tarımsal ürün dış satımının, toplam dış satımdaki payı % 10,7 olmuştur.
Buna göre, 1990-2007 yılları arasında Türkiye ekonomisiyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
Buna göre, 1990-2007 yılları arasında Türkiye ekonomisiyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A | Dış satımda madenlerin ve endüstri ürünlerinin
payı artmıştır. |
B | Türkiye’nin tarımsal ürünlerine olan talep
azalmıştır. |
C | Dış ticaret açığı azalmıştır. |
D | Tarımda modern tekniklerin uygulanması
yaygınlaşmıştır. |
E | Ulusal gelir yükselmiştir. |
45 numaralı soru için açıklama
Türkiye’de 1990 yılında tarımsal ürünlerin dış
satımından sağlanan gelirin toplam dış satım
içindeki payı %18,1 iken bu oranın 2007 yılında
%10,7 olarak gerçekleşmesi, tarım dışı sektörlerin
gelişmesi ve payının artması sonucudur.
Başka bir ifadeyle dış satımda madenlerin ve endüstri
ürünlerinin payı giderek daha fazla artmış,
tarım ürünlerinden sağlanan gelir artmasına karşın
toplam dış satım içindeki payı azalmıştır. [Cevap A]
Soru 46 |
Ege Bölgesi’nde kıyı boyunca kuzeyden güneye doğru turistik amaçlı gezi yapan bir grup, aşağıdakilerden hangisine rastlamaz?
A | Antik kentlere |
B | Millî parklara |
C | Yat limanlarına |
D | Kayak merkezlerine |
E | Kaplıcalara |
46 numaralı soru için açıklama
Ege Bölgesi’nde kıyı kuşağını kuzeyden güneye
doğru turistik amaçlı gezen bir grup;
- antik kentlere (Efes, Milet, Apollon tapınağı
vs)
- Yat limanlarına (Kuşadası, Bodrum gibi)
- Kaplıcalar (Balçaova, Davutlar kaplıcaları
vs)
gibi turistik yerlere rastlayabilir. Bölgenin kıyısında
Akdeniz iklim koşulları hakimdir. Kar yağışı ve
karın yerde kalma süresi oldukça azdır. Bu nedenle
kayak merkezlerine Ege Bölgesi’nin kıyısında
rastlanmaz. [Cevap D]
Soru 47 |
Aşağıda bazı il ve il merkezleriyle özdeşleşmiş ifadeler verilmiştir.
• Gündüz seyranlık, gece gerdanlık - Mardin
• Tahıl ambarı - Konya
• Serhat şehri - Edirne
• Güller ve göller şehri - Isparta
• Ege’nin incisi - İzmir
Bu ifadelerde, il ve il merkezlerinin aşağıdaki özelliklerinden hangisi vurgulanmamıştır?
Bu ifadelerde, il ve il merkezlerinin aşağıdaki özelliklerinden hangisi vurgulanmamıştır?
A | Turizmi |
B | İklimi |
C | Jeopolitik konumu |
D | Tarımı |
E | Yer şekilleri |
47 numaralı soru için açıklama
- Mardin için söylenen gündüz seyranlık,
gece gerdanlık sözüyle turizm özelliğine,
- Tahıl ambarı Konya için tarım özelliğine,
- Serhat şehri Edirne için Jeopolitik konuma,
- Isparta için söylenen güller ve göller sözü
tarım ile yer şekillerine,
- Ege’nin incisi İzmir için turizm özelliklerine
vurgu yapılmıştır.
Buna göre verilen il ve il merkezleri için iklim
özelliklerine vurgu yapılmamıştır. [Cevap B]
Soru 48 |
Endüstrileşme ve teknolojik gelişmelerin ortaya çıkardığı çevre sorunlarından biri de hava kirliliğidir.

Buna göre, haritada numaralarla gösterilen liman kentlerinin hangisinde endüstrileşmeye bağlı olarak hava kirliliğinin daha fazla olması beklenir?

Buna göre, haritada numaralarla gösterilen liman kentlerinin hangisinde endüstrileşmeye bağlı olarak hava kirliliğinin daha fazla olması beklenir?
A | I |
B | II |
C | III |
D | IV |
E | V |
48 numaralı soru için açıklama
Haritada endüstrileşmeye bağlı olarak hava kirliliğinin
en fazla yaşandığı liman kenti V numara
ile gösterilen İskenderun’dur.
Burada ağır sanayi olan demir – çelik kuruluşları
hava kirliliğinde etkili olan başlıca nedendir. [Cevap E]
Soru 49 |
1982 Anayasası’na göre, Cumhurbaşkanı aşağıdakilerin hangisi tarafından seçilir?
A | Halk |
B | TBMM |
C | Başbakan |
D | Anayasa Mahkemesi |
E | Bakanlar Kurulu |
49 numaralı soru için açıklama
Bu soruda adayları çelişkiye düşüren nokta, soruya
1982 Anayasası’nın ilk haline göre mi yoksa
en son haline göre mi cevap verileceğidir. Kural
şudur ki soruda özel olarak değişiklik yılı belirtilmediği
sürece Anayasa’nın en son haline
göre soru cevaplandırılmalıdır. 28 Kasım 2010
tarihinde yapılan ortaöğretim - önlisans sınavında
da aynı soruyla ilgili benzer tartışmalar yaşanmış
olması nedeniyle öğrencilerimize bu konuyla
ilgili uyarı özellikle yapılmıştı. Daha önce
TBMM tarafından seçilen Cumhurbaşkanı, 1982
Anayasası’nda 2007 yılında yapılan değişiklikten
sonra halk tarafından seçilmektedir. [Cevap A]
Soru 50 |
1982 Anayasası’na göre, TBMM kaç milletvekilinden oluşur?
A | 400 |
B | 450 |
C | 500 |
D | 550 |
E | 600 |
50 numaralı soru için açıklama
Yukarıdaki soruda yaşandığı belirtilen sorun bu
soruda da yaşanmıştır. Bahsedildiği gibi soruya
Anayasa’nın en son haline göre cevap verilmelidir.
TBMM üye tam sayısı 1982 Anayasası’nın
ilk halinde 400, 1987 yılında yapılan değişiklikle
450 milletvekiline çıkarılmış olup, 1995 yılında
yapılan değişiklikle bugün için 550 milletvekilinden
oluşur. [Cevap D]
Soru 51 |
1982 Anayasası’na göre, Devletin şekli ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
A | Türkiye federal devlettir. |
B | Türkiye konfederal bir devlettir. |
C | Türkiye Devleti monarşidir. |
D | Türkiye Devleti totaliter bir devlettir. |
E | Türkiye Devleti bir Cumhuriyet’tir. |
51 numaralı soru için açıklama
Federal devlet ve konfederal devletler karma yapılı
devletlerdir. Yani devleti oluşturan ülke, millet
ve egemenlik tek bir olmayıp bölünmüştür.
Monarşi ve totaliter devletler ise tek kişinin egemenliğine
dayanan devletlerdir. Cumhuriyet ise
en basit tanımıyla egemenliğin kullanımının halka
ait olduğu devlet türü olarak ifade edilir. 1982
Anayasası’nın Devletin yönetim şeklini düzenleyen
ve değiştirilmesi teklif edilmesi yasaklanmış
maddelerinden biri olan 1. Maddesine göre, Türkiye
Devleti bir Cumhuriyettir. [Cevap E]
Soru 52 |
Aşağıdaki idarelerden hangisi bir mahallî idare birimi değildir?
A | Yuva köyü |
B | Çukurambar Mahallesi |
C | Elmadağ Belediyesi |
D | Ankara İl Özel İdaresi |
E | Ankara Büyükşehir Belediyesi |
52 numaralı soru için açıklama
Mahalli idareler ya da yerel yönetimler il özel idaresi,
belediye idaresi ve köy idaresi olmak üzere
üç tanedir. Üçü de anayasada düzenlenmiştir.
Mahalle yönetimi ise her ne kadar organı olan
muhtar yerel seçimlerde seçiliyorsa da bir yerel
yönetim yani mahalli idare değildir. Yani kendine
ait bütçesi ve kamu tüzelkişiliği yoktur. [Cevap B]
Soru 53 |
Köy işlerinin bütün köylü birleşerek yapılması usulüne ne ad verilir?
A | İmece |
B | Salma |
C | Dayanışma |
D | İstimval |
E | Fiilî yol |
53 numaralı soru için açıklama
Köy idaresi bir yerel yönetim olup nüfusu 150 ile
2 bin arası yerleşim yerlerinde kurulur. İmece,
bir köy ya da köy topluluğu içinde işlerin gönüllü
ya da zorunlu olarak ve elbirliği içinde yapılmasıdır.
İmece köy veya küçük kasabalarda yazılı
olmayan hukuka dayalı, herkes tarafından kabul
gören bir dayanışma örgütüdür. İmece yapılacak
işlere örnek olarak, köyün merasının temizlenmesi,
okul inşaatı,cami inşaatı, askere gidecek kişilere
yardım için para toplamak verilebilir. [Cevap A]
Soru 54 |
Hakkında soruşturma açılan bir belediye başkanını geçici olarak görevden uzaklaştırma yetkisi aşağıdakilerden hangisine aittir?
A | Başbakan |
B | İçişleri Bakanı |
C | Vali |
D | Belediye meclisi |
E | Danıştay |
54 numaralı soru için açıklama
Belediye idaresi bir mahalli idare yani yerel yönetimdir.
Belediye başkanı belediye idaresinin
en yüksek yürütme organı ve hiyerarşik amiridir.
Mahallî idarelerin seçilmiş organlarının, organlık
sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü
ve kaybetmeleri konusundaki denetim yargı yolu
Danıştay kararı ile olur. Ancak, görevleri ile ilgili
bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya
kovuşturma açılan mahallî idare organları veya
bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı, geçici bir
tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir. [Cevap B]
Soru 55 |
Aşağıdaki tüzel kişilerden hangisi, kişi topluluğu olmayıp mal topluluğu niteliğini taşımaktadır?
A | Dernekler |
B | Anonim şirketler |
C | Kolektif şirketler |
D | Vakıflar |
E | Kooperatifler |
55 numaralı soru için açıklama
Hukukta kişi,hak ve borç sahibi olabilen varlıklara
denir. Gerçek ve tüzel kişi olmak üzere ikiye
ayrılır.
Belli bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelmiş,
haklara ve borçlara sahip olabilen bağımsız
topluluklara tüzel kişi (hükmi şahıs) denir. Gerçek
kişiler dışındaki kişi ya da mal topluluklarıdır.
Dernekler, vakıflar, şirketler, belediyeler gibi.
İki şekilde olabilir: A. Kişi Toplulukları: Belli bir
amacın gerçekleşmesi için kişilerin bir araya gelmeleriyle
oluşmuş bağımsız topluluklardır. Dernekler,
şirketler, devlet, vilayet, belediyeler, köyler
kişi topluluklarıdır.
B. Mal Toplulukları: Belli bir amacı gerçekleştirmek
amacıyla bağımsız bir varlığa sahip olarak
belli malların bu amaca özgülenmesiyle oluşmuş
topluluklardır. Vakıflar, kamu kurumları (üniversiteler
gibi) mal topluluklarıdır. [Cevap D]
Soru 56 |
Aşağıdakilerden hangisi kişinin özel hakları arasında yer almaz?
A | Seçme ve seçilme hakkı |
B | Mülkiyet hakkı |
C | Kişilik hakkı |
D | Alacak hakları |
E | Telif hakkı |
56 numaralı soru için açıklama
Haklar kaynağı olan hukuk dalına göre, kamu
hakları ve özel haklar olmak üzere ikiye ayrılır.
Kamu Hakları: Kamu hukukundan kaynaklanan
haklar olup anayasada düzenlenmiştir.
Üç gruba ayrılır. a. Kişisel haklar: Özel hayatın
gizliliği, haberleşme hürriyeti, konut dokunulmazlığı,
yerleşme ve seyahat hürriyeti, din
ve vicdan özgürlüğü vb. b. Sosyal ve ekonomik
haklar: Çalışma hak ve ödevi, eğitim ve öğrenim
hak ve ödevi, sosyal güvenlik hakkı, sendika
kurma hakkı, grev ve lokavt hakkı, sağlıklı
çevre hakkı, konut hakkı vb. c. Siyasal haklar:
Türk vatandaşlığı hakkı, seçme ve seçilme hakkı,
kamu hizmetlerine girme hakkı, dilekçe hakkı,
vatan hizmeti hak ve ödevi, vergi ödevi, siyasi
parti kurma hakkı vb.
Özel Haklar: Özel hukuktan doğan eşit ilişkileri
düzenleyen kurallardan kaynaklanan haklardır.
Medeni haklar da denir. Türkiye’de yaşayan yabancılar
bu haklardan Türk vatandaşları gibi eşit
yararlanır. Özel hakların çeşitli türleri vardır.Mülkiyet
hakkı, velayet hakkı, alacak hakkı, telif hakkı,
kişilik hakkı gibi.
Seçme ve seçilme hakkı kamu hak grubunda yer
alan siyasal nitelikli bir hak olup özel haklar arasında
yer almaz. [Cevap A]
Soru 57 |
Hukukun kendisine hukuki sonuç bağladığı insan davranışına ne ad verilir?
A | Haksız fiil |
B | Hukuki olay |
C | Hukuki fiil |
D | Duygu açıklaması |
E | İrade açıklaması |
57 numaralı soru için açıklama
Hak, hukuk düzeni tarafından kişilerin korunan
menfaatidir. Öyleyse bir hakkın kazanılması, hak
ile kişi arasında bağlantı kurulmasını ifade eder.
Hakları Meydana Getiren Üç Olgu Vardır:
a. Hukuki olay: Hukuk düzeninin sonuç bağladığı
insan iradesi dışında gelişen olaylara denir .
Doğum ve ölüm hukuki olaya güzel birer örnektir.
İki olaya da hukuk düzeni sonuç bağlamıştır.
Doğumla kişilik kazanılır. Ölümle kişilik sona ermektedir.
Yağmur yağması, güneş tutulması da
birer doğa olaydır ama hukuk düzeni bunlara sonuç
bağlamadığı için hukuki olay değildir.
b. Hukuki fiil: İnsanın kendi iradesi ile ortaya çıkan
ve hukukun sonuç bağladığı olaylardır. Hukuki
olayın insan iradesiyle gerçekleşeni diyebiliriz.
Bir kimsenin sürekli kalmak niyetiyle bir yerde
oturması eylemine hukuk düzeni tarafından,
kişinin ikametgâhı olarak tanımlanıp sonuç bağlandığı
için hukuki fiildir. Hukuki fiillerin bazıları
hukuka uygun bazıları ise hukuka aykırı fiillerdir
(haksız fiil). Örneğin, bir kimseye yumruk atmak
haksız bir fiildir.
c. Hukuki işlem: Bir veya daha fazla kişinin, hukuki
bir sonuç elde etmek amacıyla yaptıkları irade
açıklamalarıdır. Örneğin,sözleşmeler.
Kanımca seçeneklerde haksız fiil kavramına yer
verilmemesi daha doğru olurdu. Çünkü haksız
fiil de hukukun sonuç bağladığı hukuka aykırı bir
insan davranışıdır. Yani hukuki fiil haksız fiili de
kapsıyor. [Cevap C]
Soru 58 |
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Haziran 2011’de aşağıdakilerden hangisinin Türkiye’nin kredi notu üzerinde baskı yaratabileceğini açıklamıştır?
A | Enflasyon |
B | Bütçe açığı |
C | İşsizlik |
D | Stagflasyon |
E | Cari açık |
58 numaralı soru için açıklama
Soruyu çözebilmek için Türkiye ekonomisinin
bir süredir hangi sorun nedeniyle kriz yaşayabileceğini
bilmek gerekir. Kredi notu ya da ilgili kuruluşun
soruya cevap verebilmede önemi yoktur.
Konu anlatım kitabımızda ve yayınladığımız
güncel olaylar dökümanında da bahsettiğim gibi
Cari Açık (Döviz açığı): Dış ticaret açığı da denir.
İthalat ve ihracat, turizm gibi hizmet geliri ve
gideri, yatırım geliri ve gideri arasındaki fark olarak
tanımlanır. Başka bir ifade ile cari açık, giren
dövizlerle çıkan dövizler arasındaki farktır. Döviz
açığı da denilir. Esas olarak ithalat ile ihracat
arasındaki farktan kaynaklanır. Türkiye’de ithalat,
ihracattan fazla olduğu için cari açık fazladır.
Türkiye ekonomisinin en ciddi sorunlarından
biri cari açıktır. Cari açık dış (döviz) borcu ödemekte
sıkıntı çektiği an krize yol açar. Moody’s
gibi kredi derecelendirme kuruluşları cari açığın
Türkiye’nin kredi notunu düşürebileceğini belirtmektedir. [Cevap E]
Soru 59 |
Aşağıdaki ülkelerin hangisinde bir süreden beri yaşanan protestoların ve muhaliflerin çıkardığı olayların önüne geçmek amacıyla Mayıs 2011’de genel af ilan edilmiştir?
A | İran |
B | Irak |
C | Suriye |
D | Afganistan |
E | Pakistan |
59 numaralı soru için açıklama
Soru zor gibi gözükse de seçenekler cevabın
kolay bulunmasını sağlayacak şekilde verilmiştir.
2011 Ocak ayından beri Tunus’ta başlayan ve
neredeyse birçok Arap ülkesine sıçrayan “Arap
Baharı” ya da “Yasemin Devrimi” olarak tabir edilen
ayaklanmalar dünyanın gündemine oturmuştur.
Sınava hazırlanan çoğu adayın ayaklanmaların
hangi ülkelerde yaşandığını bildiğini farzediyoruz.
Ayaklanmaların hangi ülkelerde gerçekleştiğiyle
ilgili bir soruyu ise Türkiye genelinde
yapılan son deneme sınavında sorduk. Ayaklanmaların
en şiddetli yaşandığı ülkeler Tunus, Mısır,
Yemen, Libya ve en son Suriye’dir. Seçeneklerde
ise ayaklanma yaşanan ülkelerden sadece
Suriye’ye yer verilmiştir. Soru bu bilgiyle dahi yapılabilirdi.
Suriye’de Mayıs ayında şiddeti biraz
olsun azaltmak ve muhalifleri yatıştırmak için 48
yıllık olağanüstü hal kaldırıldıktan sonra genel af
ilan edilmiştir. [Cevap C]
Soru 60 |
9-13 Mayıs 2011 tarihlerinde düzenlenen Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler 4. Konferansı aşağıdaki şehirlerden hangisinde gerçekleştirilmiştir?
A | Londra |
B | Paris |
C | Brüksel |
D | İstanbul |
E | Berlin |
60 numaralı soru için açıklama
1981′den bu yana üç defa gerçekleştirilen Birleşmiş
Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansının
dördüncüsü 9-13 Mayıs 2011 tarihleri arasında
İstanbul’da düzenlenmiştir.
Konferansın amacı 2001 yılında Brüksel’de gerçekleştirilen
BM EAGÜ 3. Konferansında kabul
edilen 10 Yıllık Eylem Planının sonuçlarını değerlendirmek
ve EAGÜ’lerin önümüzdeki on yıl
sürdürülebilir kalkınmasını sağlayacak yeni tedbir
ve stratejileri ortaya koymaktır. Konferans,
hükümetleri, uluslararası kuruluşları, sivil toplum
kuruluşlarını, entelektüelleri ve özel sektör temsilcilerini
içeren tüm paydaşların yeraldığı kapsamlı
bir süreçtir.
10 yılda bir düzenlenen konferansa, bu yıl BM’ye
üye 192 ülkeden, devlet ve hükümet başkanları,
bakanlar, parlamenterler, özel sektör temsilcileri,
akademisyenler ile sivil toplum örgütü temsilcilerinden
oluşan, yaklaşık 10 bin kişi katılıyor.
Konferans, Türkiye’nin katılımcı ülkelerle ekonomik
ve ticari ilişkilerinin geliştirilmesi, uluslararası
platformlardaki itibarı açısından büyük
önem taşıyor.
BM Sözcüsü tarafından konferans sonunda kabul
edilen “İstanbul Eylem Planı”nın müzakerelerinin
sürdüğü ve Eylem Planı’nın en az gelişmiş
ülkelerle ilgili bundan sonraki 10 yılın yol haritasını
çizeceği kaydedilmiştir. [Cevap D]
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir.
Sonuçları al.
60 tamamladınız.
← |
Liste |
→ |
Geri dön
Tamamlananlar işaretlendi.
1 | 2 | 3 | 4 | 5 |
6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 |
16 | 17 | 18 | 19 | 20 |
21 | 22 | 23 | 24 | 25 |
26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
31 | 32 | 33 | 34 | 35 |
36 | 37 | 38 | 39 | 40 |
41 | 42 | 43 | 44 | 45 |
46 | 47 | 48 | 49 | 50 |
51 | 52 | 53 | 54 | 55 |
56 | 57 | 58 | 59 | 60 |
Son |
Geri dön
Başarıyla tamamladınız.
sorular
soru
Aldığınız skor
Doğru
Yanlış
Partial-Credit
Sınavı henüz tamamlamadınız. Eğer sayfadan ayrılırsanız, verdiğiniz yanıtlar kaybolacak!
Correct Answer
You Selected
Not Attempted
Final Score on Quiz
Attempted Questions Correct
Attempted Questions Wrong
Questions Not Attempted
Total Questions on Quiz
Question Details
Results
Date
Score
İpucu
Time allowed
minutes
seconds
Time used
Answer Choice(s) Selected
Question Text
Sona erdi
Daha çok pratiğe ihtiyaç var
Böyle devam et
Kötü değil
İyi çalışıyor
Mükemmel