• Sınıf Seçiniz

  • Branş Seçiniz

  • İçerik Türü

  • Ara

Kibirlenmek Nedir ?

KİBİRLENMEK

Büyüklenmek; kişinin kendisini diğer insanlardan üstün tutması, başkalarını hor görmesidir. Her insanın olanakları farklı olabilir. Kimse bilgisine, güzelliğine,kuvvetine güvenerek büyüklenmemelidir.Bunların hepsi bir gün yok olabilir.(Komisyon S-63 Di.A.B.devlet kitapları müdürlüğü-İstanbul ,2005)

Bazı insanlar var ki, bir mevki tutunca yahut eli bir ekmeğe yetişince artık kimseye selam vermez hale gelirler.
Kırıkhan İlçesi Camızkışlası İlköğretim Okulu’nda birlikte görev yaptığımız arkadaşlardan birisi olan Ahmet ÇERÇİ (Farklı bir isim kullanılmıştır.) adlı arkadaşın anlattığı hikayeyi aynen size aktarmak istiyorum.

“Pamuk tüccarlığı yapan bir akrabamız vardı.Öyle zenginlerdi ki parayla oyun oynuyorlardı.Yedikleri önlerinde yemedikleri kasalarında diyebileceğimiz bir hayat.Aile fertlerinin bir yedikleri yemeği tekrar yemeleri için aradan bir yıl geçmesi gerekirdi.Bir giydiklerini bir daha giymezler.Arabaları son model evleri son derece gösterişliydi.O zamanlar ağabeyimin bir şahin taksisi vardı.Bu kafayı da arabayı da değiştir şeklinde sözlerle dalga geçerlerdi.Köye geliş gidişlerinde yolda karşılaştıkları tanıdıkları arabalarına alma şöyle dursun ,selam dahi vermezlerdi.Gün geçti,devran döndü.Bahis konusu akrabalarım iflas etti.Ne evleri kaldı ne arabaları.Üç kuruşa muhtaç duruma düştüler.Bir zamanlar dalga
geçtikleri, küçük gördükleri, beğenmedikleri ağabeyimin şu an çok güzel bir evi, bankada yüklü parası,altında son model bir arabası var.”
Yukarıdaki hikaye kibrin diğer yüzünü anlatması bakımından son derece ilgi çekici bir örnek oluşturmaktadır.
Hepimiz insanız.Hepimiz bir kalp,bir ruh bir beden taşıyoruz.Yüce Allah herkese farklı bir rızk kapısı açmıştır.Kimisi işçi,kimisi memur,kimisi bakkal,kimisi başbakan…Bu insanlar çok farklı işleri yapıyor gibi görünseler de,gerçekte hepsi birbirine muhtaçtır.Yöneteceğin halkın yoksa, ne anlamı var başbakanlığın.Malını satacağın bir kitle yoksa, ne gereği var bakkallığın.Maddi açıdan olduğu gibi manevi açıdan da insanlar birbirlerine muhtaçtırlar.Her insanın sevmeye,sevilmeye,ilgiye,şefkate ihtiyacı vardır.Saydığımız özellikleri taşımayan bir hayatın bir insan için değeri ne kadardır?Geçici olan mal ve mevki,insanı aldatmamalıdır.
Şu elli atmış senelik ömürde insana kalan nedir ki?Götürebileceği en değerli şey beş metre bez parçasından başkası değildir.Para da kalıcı.mal da kalıcı,sevdiklerinde kalıcı.Ne olursak olalım.Yaşadığımız saadetle dolu günlerimize veya felaketle,üzüntüyle geçen günlerimize bir bakalım.Bir hayal bir rüya gibi.Halen yaşamakta olan nineme bir gün sordum.Ne kadar yaşadın,neler yaşadın?Verdiği cevap şu oldu:”Dün bir,bu gün iki.Sanki hiç yaşamamışım gibi.”
Bu dünyadan ne sultanlar,ne ızdırap içinde kıvranan insanlar gelip geçti.Her fert,yeni bir nefes,yeni bir hevesle atıldı bu fani dünyaya.Fakat ardı arkası kesilmeyen arzular bitmeden ömür çırası sönüp gitmektedir.
Kibir ve gurur ,pişmemişliğin,hamlığın hayal perestliğin yansımasıdır.Kibrin karşısında ise tevazu vardır.Tevazu insanlığın,efendiliğin,gerçekliğim göstergesidir.Olgun olmanın meyvesidir.
Tevazu demek,kendisinden küçük olanları aşağı görmemek ve akranları arasında kendini büyük görmemek,herkesle görüşmek,konuşmak ve anlaşabilmektir.

KİBİRLİ İNSANIN ÖZELLİKLERİ

1-Tüm özelliklerini kendine ait zanneder.
2-Kendisini çevresindekilerden büyük görür. Pek sevilmezler.
3-Olduğundan farklı görünmeye çalışır.
4-Hatalarını gizlenmesi gereken bir ayıp olarak görür.
5-Kusurlarını kapatmak için yalan söyleyebilir.
6-Dostlukları menfaate dayalıdır.

MÜTEVAZİ İNSANIN ÖZELLİKLERİ

1-Tüm özelliklerinin bir yaratıcı tarafından verildiğini düşünür.
2-Kendisini çevresindekilerle eşit gördüğü için sevilir.
3-Çevresine olduğu gibi görünmeye çalışır.
4-Hatalarını birer öğrenme fırsatı olarak görür.
5-Kusurlarını kabul ettiği için yalan söylemeye ihtiyaç duymaz.
6-Sevgi,saygı bağlarıyla bağlanırlar

Kibir hastalığına yakalananlar konuşmalarında, oturup kalkmalarında ve hatta yürüyüşlerinde başkalarıyla denk olmak istemezler.
Su, yeri yalayarak gittiği için azizdir derler.Meyve ağaçları kollarını yere doğru uzattığı için değerlidir derler.Neden meyve veren bir ağaç,neden toprağı yalayıp giden su gibi mütevazi olmayalım?
Gelin bir toprak gibi olalım.Üzerimizde rengarenk güller çiçekler yeşersin.

Son Yorum
  1. elif
    Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/themes/cata_dekstop/functions.php on line 74

Yorum Yazarken Türkçe Kurallarına Uyarak Yazınız Lütfen!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Menü