Modern çağın gerçek bir felaketi olan kirlenme, sanayileşmenin gelişimine bağlı, çok yönlü bir canavardır. fabrika dumanları, gazlar, kimyasal ürünler ve her türlü atık, kirlenmenin başlıca etkenleridir. kirlenme, dünyadaki yaşamın doğal dengesini derinden sarsan bir olaydır. çünkü doğanın su, hava,toprak gibi temel öğelerini ve hayat koşullarını etkiler.
Su Kirliliği: sanayileşmiş ülkelerin hemen hemen bütün akarsuları, şehirlerin kanalizasyonu, fabrikaların artıkları ve tarımda kullanılan böcek öldürücülerle kirlenmiş, sular içilmez hale gelmiştir. bu akarsularda yaşayan hayvanlar da zehirlenir veya insanlara hastalık bulaştırabilir.
Gemilerin ya isteyerek ya da kaza sonucu döktükleri petrol, denizlerin kirlenmesinde başlıca etkendir. petrol her yıl sayısız kuş ve balığı yok eder, denizdeki canlıların beslenmesinde temel olan planktonu zehirler.
Hava Kirliliği: özellikle büyük şehirlerde ve sanayi bölgelerinde ciddidir. otomobillerin egzoz gazları, fabrikaların kükürtlü ve nitratlı dumanları, ısıtma donatımının dumanları(kömür,gaz), tozlar vb. insanda bazı hastalıkların ortaya çıkmasına elverişli ortam yaratır. oksijenin azalması ve aşırı karbondioksit birikimi gerçek zehirlenmelere bile yol açabilir.
Toprak Kirliliği: bilimsel ve teknik ilerlemenin bir sonucudur. günümüzde kimya, doğal benzerlerinden daha ucuz olan ama artıkları yok edilemeyen yapay maddelerin üretilmesine olanak sağlar. bunlar plastik maddeler, zararlı böcek öldürücüler, yapay gübreler vb.dir.
Gürültü Kirliliği: gürültüye alışma diye birşey olamaz. gürültü 80 desibellik bir yoğunluktan sonra, organizmaya zararlıdır. 110 desibel ise “acı eşiği”dir. bu bakımdan gürültü de, insanların yaşam ortamını kirleten etkenlerden biri sayılmıştır. dünya sağlık örgütünün bir raporuna göre şehirlerde sinir bozukluklarının %70’inin nedeni gürültüdür.
Özetleyecek olursak;
sanayi atıklarının yol açtığı gözle görülür zararları gidermek, kirlenme olayını önlemeye yetmez. bitkiler ve hayvanlar dünyasında, suda ve havada kirlenmenin yıkıcı etkileri sürüp gitmektedir. bu alanda da, zararlı sonuçlardan önce zararın nedenleri ortadan kaldırılmalı, sıra tedaviye gelmeden hastalığı önleme ilkesi burada da uygulanmalıdır.
Bilim adamlarının ve ekoloji uzmanlarının tüm uyarılarına rağmen, kirlenmeyi ekonomik kalkınmanın bedeli sayan anlayış, etkinliğini sürdürmektedir. bunun, çok pahalı bir bedel olduğu hala yeterince anlaşılamamıştır.