Yalan ve Hile
YALAN VE HİLE
“Başkalarını aldatmak amacıyla,bilerek ve gerçeğe aykırı olarak söylenen söze yalan denir.Başkalarını aldatmak ve yanıltmak için yapılan kötü davranışa da hile adı verilir”(Komisyon S-58.59 Di.A.B.Devlet Kitapları Müdürlüğü-İstanbul ,2005)Hile yalanın bir anlamda davranışa dönüşmüş halidir
Günlük yaşamında hiç yalan söylemeyen yoktur herhalde.Şu veya bu şekilde hemen hemen hepimiz bir şekilde kendimizi yalana bulaştırırız.Örneğin telefonumuz çalar ve telefona bakan çocuğumuz komşumuzun bize çaya gelmek istediğini söylediğinde “Annem evde yok” de deriz.
İnsanların yalana baş vurmalarının sebepleri:
1-İnsanlar korktukları ya da kaydı duydukları için yalan söyleyebilirler.
2-Sevdikleri insanları üzmemek için yalan söyleyebilirler.
3-Hata,kusur ve eksikliklerini kapatmak amacıyla yalan söyleyebilirler.
4-Kendilerini olduklarından daha iyi bir konumda göstermek için yalan söyleyebilirler.
Yalanın bir çok çeşidi olmakla birlikte ben bura da belli başlı dört türüne değinmek istiyorum.
1-Çocuksu yalanlar:Bunlar çoğunlukla hayal ürünü olup,hiçbir şekilde karşıda ki insanın aldatma amacı gütmeyen türden yalanlardır.Ahmet’in bir önceki gün yaptığı yolculuk sırasında şoförün ufak bir hatasını abartarak kaza olmuş gibi arkadaşlarına anlatması bu tür yalana bir örnektir.
2-Gerçek yalanlar:Karşıda ki insanı aldatma amacı güden ve kasıtlılık arz eden yalanlardır.Amaç, çıkar sağlamaktır.Yalancı şahitlikler bu tür yalanlara güzel bir örnek oluşturur.
3-Patolojik yalanlar:Bu tür yalanlarda her hangi bir çıkar söz konusu değildir.Bir amaç gütmeksizin gerçekleştirilir.Bu tür yalanlara meyilli olan insanların en önemli özelliği,yalan söylediği gösteren işaretlerin pek gözlenmemesidir.
4-Savunma yalanları:Bireyden yüksek beklenti ve mükemmeliyet isteğinin sonucunda ortaya çıkan yalanlardır.Kendisinden okul birinciliği istenen bir öğrencinin,bu başarıyı yakalayamadığı halde,kendisini okul birincisi olmuş gibi tanıtması bu tür yalana bir örnektir.
Yalan söyleme davranışının insanın huzur ve mutluluğa etkisini yalan söyleyen ve yalan söylenen olmak üzere iki açıdan değerlendirmek istiyorum.
Şimdi sizden yalan söylediğiniz herhangi bir anı zihninizde canlandırmanızı istiyorum.Şimdi sizde meydana gelen değişikleri saydığımda “Evet doğru.Bunları aynen yaşamıştım.” diyeceksiniz.Yalan söyleyen kişinin yüzü kızarmakta,elleri ayakları vs. titremekte ve terlemekte,kalbi hızlı hızlı çarpmakta ve bütünüyle tüm vücudunda gerilim yaşanmaktadır.O an çoğu kişi ‘Keşke yerin yedi kat dibine girseydim de bütün bunları yaşamasaydım’ diyebilmektedir. Diğer taraftan büyük bir endişe vardı içinizde.Yalan söylediğimi karşıda ki kişi ya anlarsa ya da ya anladıysa endişesi.Bu düşünce gerek o ortamda bulunduğunuz süre içerisinde gerekse o ortamdan ayrıldığınızda sizi içten içe kemirecektir.Bir diğer önemli nokta,tutarsız olma halinin verdiği huzursuzluktur.Yalan söyleyen insan vicdanıyla baş başa kaldığında tutarsızlığının farkına varacaktır.Yalan söylediği anda içi ile dışı birbiriyle çelişmiştir.İç sesi dışa yansıyan davranışlarından farklı ve hatta zıt şeyler söylemektedir.Birey vicdanın muhasebesi sırasın da bu durumun farkına varmakta ve huzursuz olmaktadır. Ardından ‘Yalancının mumu yatsıya kadar’ ifadesi karşılığını bulmakta ve ikinci bir huzursuzluk yaşanmaktadır.
Şimdi de yalana diğer taraf açısından,kendisine yalan söylenen insan açısından bakmak istiyorum.Kendinize yalan söylendiğini fark ettiğiniz bir anınızı hayal edin.Karşınızda ki kişinin yakınlık dercesine göre değişmekle birlikte,mutlaka rahatsız olmuşsunuzdur.Hatta bu huzursuzluğun derecesi,hayal kırıklıklarına kadar vardığı olmuştur.Ben bu güne kadar yalan kendisine yalan söylendiğinde: “Teşekkür ederim bana böyle bir yalan söylediğiniz için ya da Zararı yok olur böyle şeyler…” türünden tepkiler de bulana insana rastlamadım.Ya siz!
Yalan söylemenin uygun olacağı şartlara ilişkin tartışmalar sürmekle birlikte aşağıya alınmış olan bilginin yol gösterici bir nitelik taşıdığı düşüncesindeyim. “Ancak haksızlığa uğrayan kişiyi korumak,dargınları barıştırmak,savaşta düşmanı yanıltmak ve hasta kişilere moral vermek için daha fazla zarara yol açmayacak şekilde yalan söylemenin sakıncası yoktur.Çünkü bu durum,insanlara yarar sağlar.”(Komisyon S-58.59 Di.A.B.devlet kitapları müdürlüğü-İstanbul ,2005)
Yalan konusunda sonuç olarak şunu söyleyebiliriz:Yalanın küçüğü büyüğü,siyahı beyazı yoktur.Yalan yalandır.Bireyin huzur ve mutluluğu açısında en güzeli,kendisini yalan söyleyecek pozisyonlara düşürmemesidir.Ancak o zaman kendi içindeki tutarsızlıklardan uzaklaşmış olur.
Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/themes/cata_dekstop/functions.php on line 74
cok iyi
Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/themes/cata_dekstop/functions.php on line 74
Güzel bir sayfa