Türkiye Avrupa Birliği’ne girebilmek için yıllardan beri büyük çaba sarf ediyor. Tam üyelik için 1987 yılında başvurulmasından bu yana tam 25 yıl geçti. 1999 yılındaki Helsinki Zirvesiyle Türkiye ile AB ilişkilerinin kurumsallaşmasından bu yana uyum çalışmaları ivme kazandı. Türkiye’deki insan hakları, demokrasi konuları ve dış politikada Kıbrıs meselesi AB’ye uyum konusunda en büyük sorunlar olarak görülmektedir. Her yıl Türkiye tarafından AB’ye ilerleme raporu sunulmaktadır. Yeni Medeni Yasa ve Ceza Yasası’nın kabul edilmesi, Uluslararası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ulusal hukuk karşısındaki üstünlüğünün anayasaya dahil edilmesi, Terörle Mücadele Yasasının değişmesi, Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin (DGM) kaldırılması,idam cezasının her türlü koşul altında kaldırılması,savunma hakkının Avrupa standartlarına uyumlu hale getirilmesi Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde yapılan değişiklikler arasında yer alıyor. AB’ye girersek ne olur, girmezsek ne olur tartışmaları bir yana (bu konuda bilgi için; Türkiye, AB’ye Girerse Neler Değişir?) İşte AB ilerleme raporları ışığında, uyum çalışmalarından bazıları;
-Sivil toplumun da katılım sağladığı İl Danışma Meclisleri kuruldu
-Milli Güvenlik Kurulunun (MGK) görevleri, işleyişi ve yapısı değiştirilerek, çoğunluğu sivillerden oluşan ve yürütme yetkisi olmayan danışma organı haline getirildi
– devlet bütçesinde eğitim harcamalarının payı arttırıldı
-Eylül 2003’te kabul edilen ve Ocak 2005’te yürürlüğe giren Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi Yasası ile savunma harcamaları Meclis gözetimine tabii hale geldi
– 1 Haziran 2005’te Yeni Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun yürürlüğe girdi ve Yerel Temyiz Mahkemeleri kuruldu
– Yargıç ve Savcıların yeni Ceza Muhakemeleri Yasası ile ilgili temel eğitim verildi
-Mahkeme esnasında çapraz sorgulama usulü uygulamaya konuldu
-Ceza Muhakemesi Kanunu ile Türkçe bilmeyen sanık ve tanıklara ücretsiz tercüman hakkı tanındı
-Yeni Ceza Kanunuyla yolsuzlukla ilgili suçlara daha ağır cezalar getirildi ve işlenen bu suçların zaman aşımına uğrama sürelerini uzatıldı
-2003 yılında Bilgi Edinme Kanunu kabul edildi.
-Kamu görevlilerinin uymaları gereken etik davranış ilkelerini belirlemek ve uygulamayı gözetmek üzere Kamu
Görevlileri Etik Kurulu, Nisan 2005’te, yürürlüğe girdi. Kurul, kamu çalışanlarına ait mal ve mülk beyanlarına ilişkin yetkilere sahip ve vatandaşlardan gelen şikâyetler üzerine soruşturma yapabiliyor. Kanun, Cumhurbaşkanı, Meclis üyeleri ve Bakanlar dışındaki tüm kamu görevlilerini kapsamaktadır
-idam cezası kaldırıldı
-ayrımcılık suç sayıldı
– Mayıs 2005 değişikliği ile Madde 305’te ifade edilen ‘temel milli çıkarlara karşı işlenen suçlar’ ifade özgürlüğü
kapsamına alındı
– Dernek kurma özgürlüğü konusunda, 1999’dan bu yana mevzuatta yapılan reformlar sonucunda kısıtlamaların birçoğu kaldırıldı
– Terörle Mücadele Kanununda yapılan değişiklikler Haziran 2006’da kabul edilmiştir. Bu Kanunla, terör suçları listesi genişletildi ve terörizmin geniş tanımı korundu.
– Haziran 2006’da kabul edilen Askeri Ceza Kanununun ilgili hükümlerini değiştiren Kanunla, askeri
personel ile sivillerin birlikte suç işlemeleri hariç, barış zamanında siviller askeri mahkemelerde yargılanamayacaklardır
– Bankacılık sektöründe yabancı yatırımcıların payları arttı
– Devletin sahip oldugu pek çok firma özelleştirildi
– TRT, Kürtçe’nin de içinde olduğu 5 dilde yayın yapmaya başladı
– Diyarbakır’daki iki yerel televizyon kanalına ve Şanlıurfa’daki bir yerel radyo istasyonuna Kürtçe yayın yapma hakkı tanındı
-Yolsuzluğa karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi Temmuz 2006’da yürürlüğe girdi.
-İlköğretim ve okul öncesi öğretimde kayıt oranlarını artırmayı amaçlayan özel sektör ve hükümet dışı örgütlerin kampanyaları devam etmektedir
– Kadın hakları alanında, yapılan değişikliklerle Ailenin Korunması Kanunu, ayrı yaşayan aile üyeleri de dahil ailenin bütün bireylerini içerecek şekilde genişletildi. Bu değişikliklerle, mahkeme sürecinde başvuru ve idari işlemler için alınan bütün harçlar kaldırıldı. Türk makamları, valiliklere, hâkimlere ve savcılara yönelik olarak, şiddet mağdurlarına sağlanan hizmetlerin geliştirilmesi amacıyla genelgeler yayımladı. Töre cinayetleri ve kadınlara yönelik aile içi şiddetle mücadele amacıyla yayımlanan Başbakanlık Genelgesi, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü eşgüdümünde uygulamaya konuldu
– Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için başlatılan ve Hükümet, medya, özel sektör ve BM Nüfus Fonu tarafından desteklenen kampanyalar devam etmektedir. Askere alınanlar, mevcut müfredatın bir bölümü olarak, konuya ilişkin eğitim görmektedirler. Aile içi şiddete maruz kalan kadınlar için açılan sığınma evlerinin sayısı, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu, belediyeler ve kadın sivil toplum örgütleri tarafından işletilenler dahil olmak üzere 33’e yükseltildi
-Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik, 2006 Kasım ayında yürürlüğe girmiştir.
Yönetmelik, aile nüfus kayıtlarında dine ilişkin olarak talep edilen bilgilerin, sadece vatandaşların yazılı beyanına bağlı olarak yazılmasını, değiştirilmesini ve silinmesini sağlamaktadır
– Anayasa reform paketinin Eylül 2010 referandumu ile onaylanmasından sonra, Hükümet paketin uygulanması için çalışma başlatmıştır
– Şeffaflık ve hesap verebilirliği artırmak amacıyla, temel kamu hizmetleri internet üzerinden (e-devlet) sunuluyor