“Türk milletinin kökünün dayandığı Türk adındaki insan, insanlığın ikinci babası Nuh Aleyhisselam’ın oğlu Yâfes’in oğlu olan kişidir.” Mustafa Kemal ATATÜRK
Türk kelimesinin yazılı olarak kullanılması ilk defa MÖ 1328 yılında Çin tarihide “Tu-Kiu” şeklinde görülmektedir. Türk adının tarih sahnesine çıkışı MS VI. y.y’da kurulan Göktürk İmparatorluğu ile olmuştur. Orhun kitabelerinde yer alan “Türk” adı daha çok “Türük” şeklinde gösterilmektedir. Bundan dolayı Türk kelimesini Türk Devleti’nin ilk defa resmi olarak kullanılan siyasi teşekkülün Göktürk İmparatorluğu olduğu bilinmektedir. Göktürklerin ilk dönemlerinde Türk sözü bir devlet adı olarak kullanılmışken, sonra da Türk milletini ifade etmek için kullanılmaya başlanmıştır.
MS. 585 yılında Çin İmparatoru’nun Göktürk Kağanı İşbara’ya yazdığı mektupta “Büyük Türk Kağanı” diye hitap etmesi, İşbara Kağan’ın ise Çin İmparatoru’na verdiği cevabi mektupta “Türk Devleti’nin Tanrı tarafından kuruluşundan bu yana 50 yıl geçti” hitapları Türk adını resmileştirmiştir.
Orhun Kitâbeleri’nde Türk sözü daha çok “Türk Budun” şeklinde geçmektedir. Türk Budun’un ise Türk Milleti olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla Türk adı bu dönemlerde bir topluluğun veya kavmin isminden ziyade, siyasi bir mensubiyeti belirleyen bir kelime olarak görülmektedir. Yani Türk soyuna mensup olan bütün boyları ve toplulukları ifade etmek üzere milli bir isim haline gelmiştir.
Türk kelimesinin anlamı konusunda, bazı İslam kaynaklarında Türk ve terk kelimelerinin imla benzerliğine dayanılarak Türkler, Kaf dağının ardına terk edilmiş bir kavim olarak açıklanmıştır. Sui-şu adlı Çin kaynağında Türklerin yaşadıkları ülkedeki miğfer biçimindeki dağla ilgili olarak adlandırıldıklarını belirtilmektedir. A.Vambery, Türk kelimesinin türe fiilinden -k ekiyle “türemiş” olduğu görüşündedir.
Kaşgarlı Mahmut, Türk adının Türklere Allah tarafından verildiğini ve bu kelimenin “gençlik, olgunluk ve kuvvet, kudret çağı” anlamına geldiğini söyler. Ziya Gökalp, töre-türe kelimesinden -k ekiyle yapılmış ve “töreli, nizamlı ve yasa ile düzenlenmiş kavim” anlamına gelen ad olduğunu kabul eder.
F.W.K. Müller, Uygur metinlerinde Türk kelimesinin “kuvvet ve güç” anlamındaki erk kelimesiyle yan yana anlamı kuvvetlendirmek için kullanıldığını söyler. Von Le Coq, Türk kelimesinin “güç ve kuvvet” anlamı taşıdığını açıklar. W. Thomsen ile Gyula Nemeth bu görüşü benimser. L. Bazin ise kelimenin türe fiilinden geldiğini kabul ederek Vambery’e katılır; aynı zamanda kelimenin “güç ve kuvvet” anlamı taşıdığını söyleyerek de diğer dilcileri destekler; Kaşgarlı Mahmut‘tan da ilham alarak Türk kelimesinin Törük > Türük > Türk biçiminde değişime uğrarken anlam bakımından da “türemiş, gelişmiş, gelişip olgunlaşmış” şeklinde geliştiği görüşünü benimser.
Genel olarak Türk demek, güçlü, kuvvetli manasında kabul edilir.