Selçuklu Devleti’ndeki İkta sisteminde karşılığını bulan tımar (dirlik) sistemi, taşra teşkilatının temelini oluşturan önemli bir uygulamadır. Devlet tarafından asker ya da devlet görevlilerine, bazı bölgelerin vergi gelirlerinin hizmet/maaş karşılığı olarak verilmesi esasına dayanır. işte bu gelir kaynağına dirlik denirdi.
1) Tımar: savaşlarda üstün başarı gösteren sipahilere verilen dirliklerdir. yıllık vergi geliri 3-20 bin akçeye kadar olan topraklardır.
2) Zeamet: yine savaşta üstün başarı göstermiş olan tımar sahipleri ile bazı devlet adamlarına verilen dirliklerdir. yıllık vergi geliri 20-100 bin akçe arasındaki topraklardır.
3) Has: bu dirlikler padişah ve ailesine, sadrazam, vezir, berlerbeyi ve sancakbeylerine verilirdi. yıllık vergi geliri 100 bin akçeden fazla olan topraklardır.
tımar sahipleri vergi gelirinin belli bir kısmını kendisine ayırır, geri kalanıyla ise atlı asker yetiştirirlerdi. yetiştirdikleri bu askerlere ise cebelü denirdi. bu toprakların mülkiyeti yani tapusu kesinlikle kişiye doğrudan verilmezdi. mülkiyet devlete, vergi geliri dirlik sahibine, kullanım hakkı ise köylüye aitti.
dirlik sahibi, belli durumlarda toprağı köylünün elinden alabilirdi; toprağı sebepsiz yere boş bırakan, 3 yıl üst üste ekmeyen, vergisini vermeyen köylünün elinden bu topraklar alınırdı. buradaki en önemli amaç üretimin sürekliliğinin sağlanmasıdır.
Tımar (Dirlik) Sisteminin Yararları
-taşrada üretim devamlılığı sağlanır
-tımarlı sipahiler bulunduğu bölgenin güvenliğini sağlıyor
-göçebe olanların yerleşik hayata geçmesi sağlanıyor
-devlet hazinesine yük olmadan güçlü bir ordu yetiştiriliyor
-vergilerin toplanması kolaylaşıyor