Yaklaşık 5000 m. yüksekliği nedeniyle dünyanın çatısı olarak nitelendirilen Tibet, Orta Asya’da bir bölgedir.
Tibet yaylasında göçebe veya yerleşik olarak yaşayan pek çok kabile bulunmaktadır. yerleşik kabileler tarım ve ticaretle uğraşırlar, fırsat buldukça da avcılık yaparlar. iki ve üç katlı tuğla ya da taştan yapılmış evlerde otururlar. alt katları yiyecek deposu ve ağıl olarak kullanırlar. pencereleri yoktur.
göçebe halk ise keçi derisinden yapılmış büyük çadırlarda yaşarlar. bunlar ya dikdörtgen ya da elips biçimindedir. haycan besleyiciliği göçebe halkın bellibaşlı geçim kaynağıdır. yetiştirdikleri koyun ve ineklerin sütünden, etinden, derisinden faydalanırlar. inekleri aynı zamanda arabalarına da koşarlar.
Tibetliler hayvan postundan ya da kumaştan yapılmış, cübbeye benzeyen uzunca elbiseler giyerler. erkeklerde cübbe diz kapaklarına, kadınlarda ise topuklara kadar uzanır. ayrı olarak bellerine kuşak sararlar. erkeklerin kuşakları mor, kadınlarınki ise açık mavidir. Lama adı verilen Budha rahiplerine Tibet’in her kesiminde rastlanır. bu rahipler ise kırmızı kuşak takarlar. bunlardan en ünlüsü Dalay Lama’dır.
Tibetliler ayaklarına çizme, başlarına yazın hasır şapka, kışın kenarları kürklü bere giyerler. Lamalar uzun boruları borazanlara çaldırarak ahaliyi dini törenlere çağırır.
Tibetlilerin pek çok batıl inancı vardır. kötü ruhları yatıştırmak veya tanrılara yaranmak amacıyla bir sürü kurban adarlar. bazen bu adak törenleri çok kanlı ve zalimce olur. insanın bedeninde bir takım tanrıların gizlendiğine inanırlar. işte bu yüzdendir ki lamalar her manastıra içlerinden bir tanesini tapınılacak insan olarak seçerler ve onu tanrılaştırırlar.