12. yy. sonunda Batı Avrupa’da mezhep ayrılığı güdenlerin ve dinden çıkanların sayısı giderek artıyor, krallarla prensler bu kargaşalıklara kıyımlarla tepki gösteriyorlardı. bu yüzden papa İnnocentius III, kiliseye bağlı resmi
Masonluk, ortaçağın sonlarında duvarcı ve taş yontucu loncalarında ortaya çıktı. bu derneklerin çoğu, meslek sırlarını koruma kaygısıyla atölyeler ve localar halinde örgütlenmişti; üyeleri de mesleğe giriş için bazı törenlerden
Çağlar boyunca, erkek, kadın, çocuk, birçok insan tabi olduğu efendisinin emrinde çalışmak zorunda bırakılmıştır. bu yöntem bir çok toplumda sert kurallara bağlanmış ve örgütlenmişti. zorla çalıştırılan bu köleler sadece
Pascal şöyle yazmıştı: “Kleopatra’nın burnu biraz kısa olsaydı, dünyanın çehresi değişirdi.” Bu cümle Mısır kraliçesinin ozanlar ve yazarlar üzerindeki etkisini özetliyor. Kleopatra’nın hayatının ayrıntıları çok az bilindiğinden bir efsane
Türk halk bilgesi ve fıkra kahramanı Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinin Hortu köyünde 1208 yılında doğdu, 1284 yılında Akşehir’de öldü Babası Hortu köyü imamı Abdullah Efendi, annesi aynı köyden Sıdıka Hatun’dur.
Memleketimizde kızların üniversitelere girmesi 1914 yılında olmuştur. Kızların kabul edildiği ilk yükseköğretim kurumları ise Fen-Edebiyat Fakülteleridir. Tıp Fakültesi ise Türk kadınlarına kapılarını 16 Eylül 1921 tarihli Mebusan Meclisi kararıyla
Miladi takvimde olduğu gibi Hicri takvimde de 1 yıl 12 aya bölünmüştür ama 1 ay dünyanın güneş etrafında dönüşünün 12’de 1’i değil, ayın dünya çevresinde bir kere dönüşü olarak
Hüseyin Nihal Atsız, 12 Ocak 1905’te İstanbul Kadıköy’de doğdu. İlköğrenimini Kadıköy’deki çeşitli okullarda, orta öğrenimini Kadıköy ve İstanbul Sultanilerinde (İstanbul Lisesi) yaptı. Buradan mezun olunca Askerî Tıbbiye’ye yazıldı. Atsız,
Eski Türkler’in dini, Gök Tanrı = Kök Tengri inancıdır. Eski Türkçe’de Tanrı sözcüğü Tengri biçiminde söylenirdi ve bugünkü Tanrı, Allah kavramlarımızın karşılığı idi (ayrıca Tengri kelimesi, gök anlamına da
İstanbul’da, 4 Aralık 1890’da doğdu. Baba tarafından onuncu göbekten Köprülü Mehmed Paşa’yla akraba olan Fuad Köprülü’nün annesi ise İslimye eşrafından Arif Hikmet Efendi’nin kızıdır. İlkokul sıralarından başlayarak okumaya ve