İnsanlar, duygu ve düşüncelerini ortaya koymak için bir yol bulmayı başardıklarında ilk edebi eserler de ortaya çıkmaya başlamıştır. Duyguları ortaya koymanın en güzel yollarından biri de edebiyat türlerinden şiirdir. Birçoğumuz hayatımızın bir döneminde mutlaka şiir yazmışızdır. şiir, her şeyden önce duygu ve düşüncelerin kağıda dökülerek daha etkili ve somut hale getirilmesidir.
Şiirler, özelliklerine göre kendi içinde bölümlere ayrılır. Şiir türleri ve özellikleri şöyledir;
-Lirik Şiir: eski zamanlarda şiir, saz eşliğinde söylenirdi. Antik Yunan’da Lir denilen çalgı aletiyle söylenen şiirler, şairlerin duygularını anlatan bir özellik taşımaktaydı. Yüzyıllardır “lirik şiir” tabirinden, yüksek derecedeki şiir, öz şiir anlaşılmaktadır. Coşku ve heyecan vericidir. Fuzuli, Yunus Emre, Karacaoğlan gibi şairlerimiz lirik şiirin güzel örneklerini vermişlerdir.
Çok bilindik bir şarkı olan ancak gerçekte Faruk Nafiz Çamlıbel’in yazdığı şu dizeler lirik şiire bir örnektir;
sakın bir söz söyleme, yüzüme bakma sakın
sesini duyan olur, sana göz koyan olur.
düşmanımdır seni kim bulursa cana yakın
annen bile okşasa, benim bağrım taş olur.
dilerim tanrı’dan ki sana açık kucaklar
bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun
anmasınlar adını; candan anan dudaklar
sana benim gözümle bakan gözler kör olsun
-Didaktik şiir: duygu ve heyecanların anlatımından ziyade bir şeyler öğretmek, öğütlemek amacıyla yazılan şiirlerdir. Bunlar ahlaki ve felsefidir. Düşünceyi, gerçeği ortaya koyarlar. Fabl’lar didaktik türe girer. Didaktik şiir türüne bir örnek;
Gökyüzünün, tanrıların gerçeklerini anlatmakla Başlayacağım işe.
Sana atomları açıklayacağım, ki
Doğa her şeyi onlara yaratır, besler, onları
Ayrıştırır tükenince, – onlara hammadde ya da
Genellikle doğurgan gövdeler derim, yerine göre
Nesnelerin tohumları diye de adlandıracağım;
İlksel tozanlar (zerreler) de diyebilirim.
Çünkü önce Onlar vardır, her şey onlardan oluşur aslında.
-Pastoral şiir: doğa güzelliklerini tanıtıp sevdirmek amaçlı şiirlerdir. Pastoral şiirlerden, doğrudan doğruya bir resim gibi doğa güzelliklerini canlandıranlara “idil” denir. Şair doğa güzellikleri karşısında duygulanır. karşılıklı konuşmalarla örülü olanlara da “egloğ” (Latin şairi Virgil’in şiirleri gibi) denir. Şair, duygularını çobanla karşılıklı konuşma yoluyla anlatır. Çobanlıkla ilgili pastoral şiir parçalarına da bükolit denir. Türk edebiyatında eglog tarzı pastoral şiir yoktur.
Türk edebiyatında ilk pastoral şiir Abdülhak Hamit Tarhan’ın Sahra adlı eseridir (1878)
Pastoral şiire bir örnekler;
1
Akşam sofrası yerde hazır,
Yorgunlara mindeherle hasır.
Ne güzel, ne bulunmaz gündü, Güneş dağın ardına indi.
Çavdar somunu, bulgur ve bıçak, Esmerleşen akşamla sıcak.
Duyulan tek kuş sesi şimdi. Ovanın sessizliği belki.
Bölüştük ekmeği egemen
Babaca, yanaşma ve çoban. Doğa baştan başa dingindi.
2
Yanık bir kaval sesi geliyordu uzaktan
Derdi dağlardan aşkın ak abalı bir çobandan
Önünde sürüleri ardında sürüleri
İniyordu yemyeşil, dumanlı bir yamaçtan
-Satirik şiir: bir kişiyi, bir toplumu ve bir düşünceyi yermek amacıyla yazılan şiirdir. Bu şiir türünün halk edebiyatındaki karşılığı taşlama, divan edebiyatındaki karşılığı ise hicivdir.
Nef’i, Ziya Paşa, Neyzen Tevfik gibi şairler satirik şiirler yazmıştır.
Satirik şiir örnekleri;
1
Bir arzuhal yazsan makama varsan
Ağlasan derdini davanı sorsan
Ağır hasta olsan hekime varsan
Yarana bir ilaç sürmez parasız.
Yahya Kemal BEYATLI
2
Yiyin, efendiler, yiyin, bu can katan masa sizin;
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Verir zavallı memleket, verir ne varsaimalını,
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayâlini;
Bütün gönül sevincini, olanca rahat hâlini;
Hemen yutun, düşünmeyin haramını helâlini,..
Yiyin efendiler, yiyin, bu yerde bu İştihâ sizin; .
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın gider ayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çatırdayan ocak.
Bugün ki mideler diri, bugün ki çorbalar sıcak.
Atıştırın, tıkıştırın kapış kapış, çanak çanak…
Tevfik Fikret
-Epik şiir: kahramanlık, yurt sevgisi içeren şiirlerdir. bir ulusun hayatını yakından ilgilendiren savaş, göç vs. gibi tarihsel ve sosyal olayları hikaye eden uzun manzumelere “doğal epik” denir. Şehname (Firdevsi), Üç Şehitler Destanı (Fazıl Hüsnü Dağlarca) epik şiire örnektir.