Sagopa Kajmer Şarkı Sözleri-2
Sagopa Kajmer’in;
-Beyaban
-Ben Hüsrana Komşuyum
-Baytar
-Bir Kulaç Daha Atsam Karadayım isimli şarkılarının sözleri;
BEYABAN: (K.İ.T.S adlı albümünden)
Kuşkularıma bir kuş kondu,saçlarımda kış soludu.
Hınç kuruttu mutluluğunu,tırs bu kez bu hırs sorunlu.
Hayat zulümlü,kader oyunlu.
Kim yerlerden toplayacak sürgün kader yorgununu ?
Her işte bir hayır ve her hayırda bir de şer yatılıdır.
Terim işimin kanıtıdır.
Peynirimde gözü olan karga,kanatların elimle kırılır,
üzüntülerimi paketlesinler söyle fiyatı kaç mangır ?
Kırık hayaller kaç satır ?
Bana küfreder gözlerin dudakların yardım yalvarır,
hırslarınızın yıprantısı yüzlerinizden yansır,
benden firârî bu sır.
ben yapmadan önce kendi gölünde salını batır !
Günahlarımı taşıyanın adı hamal değil,melekti.
Saflığında lekeydim,af buyur zaman bir hayli geçti.
Yunus şıkkı seçti, 3 yanlışım bir doğrumla çekti gitti.
Bütün hikayem burda bitti…
[Nakarat]
Beyâban,bağıranın yaşı gözümün,özü bednam salmış hüzünümün yüzü gülsün.
Ahvâlim suskun,dokunan bana mendil tutsun.
Beyâban,fırtınan beni kavurur,gözyaşım kum olur dağılır kumun o tozuna karışır
Biraz merhamet eyle..etme..eyleme.
Yüreğimin tel örgüsünü paramparça eden haydut,
hain çelmesiyle pusuda bekler,yüzüme bakar nemrut.
Sedâmla gecenin örtüsünü yırttım dilini tut.
Şüphelerim seslendikçe geçilemeyecektir benim hudut.
Bak,güneş parlaklığıyla yüce,deniz dalgalarıyla ulu.
Heybetimin rüzgarıyla söğütçesine titredi rabbin kulu
göğe açılan iki elimin bil ki birdir yolu.
Mikrofon icâdoldu,elim yazdı,vurdum sağlı sollu.
Öldürme gözlerini görünce beni sîmamı belle !
Lisanım benimle koç,kül yutmaz hile.
Bir beyitte çift sille.
Bile bile gülümse.
Ağırbaşlı bir dille mürekkep yalar bu dede.
Uykusuz geceyle aşka dal,tam ortasında uyuya kal.
Bu acımasız hayal bir kabusun esiri ve kör topal.
Kendime verdim emri,kim çekerse çeksin resti.
Başı dönük divânenin âvâre gezer hisleri…
[Nakarat]
Beyâban,bağıranın yaşı gözümün,özü bednam salmış hüzünümün yüzü gülsün.
Ahvâlim suskun,dokunan bana mendil tutsun.
Beyâban,fırtınan beni kavurur,gözyaşım kum olur dağılır kumun o tozuna karışır
Biraz merhamet eyle..etme..eyleme..
BEN HÜSRANA KOMŞUYUM:
Benim sermayem çift el artı çift göz,
Karamsardan varan harbi doğru söz,
Acılarımsa köz..
Ah benim bu sisli yollarım,
Vay benim körpe ellerim,
Kara saçlı başım, dara düştü yarım.
Bazen bıktım, aslen yıkıldım,
Ve daldım derinlere, sığdan yıldım,
Beni toplasan otuz şirin yıldım,
Sabreden dervişin muradına vardım.
Bitmez kaderin uzun yolu,
Gidilemez tek binekle,
İçine sinmiş korkak çocuğu ileri doğru itekle,
Burada beklemekle sanma kalıcısın ya pekte,
Bak kaç milyar insanın yaşam bayrağı direkte.
Bu ses benim, dinle dinle dinle..
Uygunsuzca gidişlerin yolunu kesen haydut benim.
Bildiklerimden eminim, yaptıklarıma kefilim,
Gidenlerime vedayım, gelenlerime mirim.
[Nakarat]
Denedim olmadı, çabalarımın sonu nihayete varamadı,
Ben hüsrana komşuyum, yolları gözler mensubum.
Uykum kaçtı, iflasın eşiğine battı bu suçsuz gözlerime,hesabım ağırdır
Vardır şerrim de velakin kalanım hayırdır.
Bilmelisin yolunu bulman çok basit ve bedava,
Yapmamalısın bunu dava,
Sana dostum diyenler var ya, alayı hava.
En sert tekerlekler bile birgün mutlak kaçırır hava,
Hey gel yanaş!
Yaşın kaç? Hımm..
Yolun azını gitmişsin,
Tecrübe demek kalpte kalan izdir yanılma,
“Çok bildim”lik yaparsan çok düşmüşlük yaşarsın,
“Yok derdim”lik yaparsan dert görünce saparsın.
Elindeki ölümlü para, ev mülk taki vücut,
Rab cömertliğinde asla koymamıştır hudut,
Can yakmak pahasına mı icat oldu barut?
Ben gülüp selam ederken simaları nemrut.
Ben bu uğurda çok yoruldum, olsa zor da içim rahat.
Ruhum buruk, yüzüm sanık görsem hor da durum ortamızda,
Her şey açık meydanda..
Kaç kişi felci tattı iyi ve kötü arası cereyanında?
[Nakarat]
Denedim olmadı, çabalarımın sonu nihayete varamadı,
Ben hüsrana komşuyum, yolları gözler mensubum.
Uykum kaçtı, iflasın eşiğine battı bu suçsuz gözlerime,hesabım ağırdır
Vardır şerrim de velakin kalanım hayırdır.
BAYTAR: (Kafile adlı albümünden)
Bu dilden firar eden her söz yaydan çıkmış ok gibi
Sözler bazen bir hazine bazen dermansız bir dert tipi
Geçmiş dünden bahsetmek lezzetsiz ( Ha Ha )
Gelmemiş yarından hep mi şikayetçiyiz biz ? ( Haaa ? )
Aklımın ipinin ucuda kaçmış, timsah katreleri boşalsın
Bir iki damla hiç değersiz
Hüzün ve kaderin pençesinde bir dev; Nam-ı Değersiz
Gece-Gündüz ömürden yontar, Dünya dönmez yarensiz
Bugün ömür yarım gün, serbest kalsın fikrim
Senin tozlarını silemez tenimden ellerim
Varlık ruhu terk eder; gözüm gözünden ayrılınca
Bendeki Aşk Altın Misâli AĞIRLIĞINCA
Sensiz benlik yokluk demek, kalbim sana emekçi
Aşk denen illet; çorak arazide tilki misal kurnaz bekçi
Başım sarkıt bir mahalsiz, cümle yolumun önüne taş
Dudakların kadeyi nikah eden, çakır keyif dertdaş
Gören derki; sel ağzına bina yapmak aptal işi
Yel eserse kırmaz dişimi, kalp bir körse görmez bir şeyi
Saniyeler dakikalarla yapar alışverişi
Saatler seni alır benden korkarım olamaz gelişi
Hasret gözümün ışıklarını söndüren alçak misafir
Afitap sönük bir mum, ayrılık hâin bir zehir
Melek yanımda yüzünü saklar, felek yüzüme kaş çatar
Bir tek bu hüznü sen boğarsın, ipek tenin derime batsın
Rüzgar saçını süpürse mest olur bakışlarım
Adınla uyanır kulaklarım, yüzünle açar göz kapaklarım
En güzel şiirlerimde kaleme adını sayıklatırım
“Odamın Hayaletisin Sessizliğine Aşığım”
# Nakarat #
Derdime çare baytarım yok
Dengeme destek tut ki durayım
Şafak güneşin fermanıı geçer acı tatlı sayılı zamanın sancısı
Ama melek bir yandan, şeytan bir yandan
Başım zindan yokluk var, bu kaçıncı şikayetim bilmem ( Sago Key Key )
Kafamı duvara yasladım, omuzların yanımda yok
Ahbaplar maymun iştah sahibi, benim içim senle tok !
Yok ki gücüm, belki devler ülkesinde bücürüm
Sessizliğinle gelir hüznüm, yokluğunda gömülü ölüyüm ( Yea )
Bu devranın binlerce sevgi müşterisinden biriyim
Yalnızlığıma küfrederim, sensiz halden müştekilim
İlelebette dönmez olsan; bil ki yalnız nöbetteyim
Hatalarıma savaş açtım; her gün garklı kefendeyim
Hayat günlük defter yaprağı; hazan gelir dökülür
Gelirken ne getirilir ki ? Giderken ne götürülür ?
Dertle anlaş devâ bul, üzüntü kalbi sömürürür
Yüzüne baktığım her an cennetten bahçe görülür
Gülüşle şen değil gönül bucaklarında harabeler
Bu hilekâr tavırla geçer fena saatler ( Yea )
Seni içeren masallarım anlatılacak kadar kısa değiller
Aşk ilinde bir tarafta cüceler diğer yanda devler
# Nakarat #
Derdime çare baytarım yok
Dengeme destek tut ki durayım
Şafak güneşin fermanıı geçer acı tatlı sayılı zamanın sancısı
Ama melek bir yandan, şeytan bir yandan
Başım zindan yokluk var, bu kaçıncı şikayetim bilmem
Melankolia 2006 Kuzen ( Ha )
Sago KaF KeF ( Vay )
Melankolia ( Vay )
Sagopa Kajmer ( Vay )
Mahlâsı KaF KeF
BİR KULAÇ DAHA ATSAM KARADAYIM:
Kalk,kalk,kalk ve beni dinle,
Sana güç veririm,
Kafanla dalaştığında sana yardım edebilirim ben,
Beni bilirsin tam otuzluk, üç tanımlı,
Pis sakallı, donuk bakışlı;
İklimi az ılıman, çoğu yağışlı.
Yaşar fani yazlı kışlı,
Onların şahidi kömür gözlü,
Benimkisi âmaydı,
Unutmadıklarımın hepsi güzel birer simaydı,
Sen kendinle çatışmadayken savaş verirken Sago oradaydı,
Taşla kafan çarpıştığında ya da kafan taşa yaslandığında;
Anlarsın ki kötü gider iyi gelir,
Zaman sofrandaki en lezzetli mühim yemek,
Azaldıkça aç kalmanın korkusuyla kuruyacaksın,
Bu sebeple yaşlanacaksın,
Çünkü sen de baştan olmak üzere sonlanacaksın,
Trilyon da olsan harcanacaksın,
Savaşı kes barışacaksın,
Kendinle aynalarında birebir anlaşacaksın.
[nakarat]
Bir kulaç daha atsam karadayım,
Ben hiç böyle bir denize dalmadım,
Üzerimde pantolonum artı ayakkabılarım,
Ha gayret!
Bir sene fırtına üzerimde dolunay,
Gün yüzü asmış, dalgalar boyum aşmış,
Nefesime gücü bahşet Mevlâ,
Bir kulaç daha atsam olur evelallah.
Benim bu bahsettiğim o derinlik hiçbir denizde yok,
Benim yumruklarımın içi boş, korkma yakmaz canını.
Allah seni ensen gibi dümdüz etmeden geri dön hemen,
Dünya kızına aşık olmak seni delirtir,
Bu kız izdivaç için ne kötü bir cariyedir.
Ecel aramaz enseler,
Yerine gelmez sarsılan güvenler,
İçine düştüğüm masalsı serüvenlerdir;
Gamzelerime ab-ı hayattan can verenler.
Yüzmekten yorulduğum bu en derin denizdir boğulduğum,
Dörtlüklerim kulacı atar, benim, benim
Dipte vurgunum, moralsizim solgunum,
Yine de kendimi teskin edebilecek bir seviye olgunum,
Pişmanlık asla kaçamayacağın bir canavar,
Elleri bazen öldürür, bazen sertçe yakalar.
Bil ki Sagopa cesaretinin bir kısmını zulada saklar,
Yanan ışıklarımı kaplayacak kadar karanlığım var.
[nakarat]
Bir kulaç daha atsam karadayım,
Ben hiç böyle bir denize dalmadım,
Üzerimde pantolonum artı ayakkabılarım,
Ha gayret!
Bir sene fırtına üzerimde dolunay,
Gün yüzü asmış, dalgalar boyum aşmış,
Nefesime gücü bahşet Mevlâ,
Bir kulaç daha atsam olur evelallah.