ROL DENGESİ
Bir sosyal konumu işgal eden kişiden ,o konuma ilişkin olarak beklenen davranışlara “rol” diyoruz.Bu rolleri üç grupta toplamak mümkündür.
1-Fiziksel ve psikolojik roller. Örneğin,yeme,içme,spor yapma,konuşma,düşünme…
2-Sosyal roller. Örneğin;Dede,baba,torun,anne,arkadaş,komşu…
3-Mesleki roller. Örneğin;Doktorluk,öğretmenlik,mühendislik…
Günümüzde insan toplum içerisinde yaşayan bir konuma sahiptir. Bireyin anlamlı bir yaşam sürmesi açısından bütün rolleri arasında dengeyi sağlaması çok önemlidir. Roller bütünüyle bir zincirin halkası gibidirler.Halkanın birindeki kırılma ,çürüme halkanın bütününü ister istemez etkileyecektir.Her bir rol insan için vazgeçilmezlik arz eder.Birey bütün rollerine karşı umursamaz davranabileceği gibi belirli rollere de ağırlık verebilir.
Lütfen yukarıda ki şekle dikkat ediniz. Öğrencilerime ‘ Yukarıdaki şekilde kaç tane kare vardır?’ şeklinde bir soru yönelttiğimde çoğunlukla ‘6’cevabıyla karşılaşıyorum.Belki sizde aynı şekilde düşünüyorsunuzdur.Ancak doğru cevap ‘7’şeklinde olacaktır.Çünkü altı karenin üzerinde oturmuş olduğu yedinci kare vardır.Aynı şekilde fiziksel ve psikolojik rollerimiz diğer rollerimiz için taban oluşturmaktadır.
Rollerden birinin ön plana çıkarılması diğerlerinin yaşanmamasına dolayısıyla, geri plana atılmasına neden olur ki, kişi, ön plana çıkardığı rolün boyunduruğu altına girmiş olur.Bu aşamada konumuzla ilgili olarak iki örnek vermek istiyorum sizlere.Birinci örnek ülkemizde çeşitli televizyon kanallarında izlediğimiz ‘Çocular Duymasın’ dizisinde yer alan ‘Müsteşar Kemal’ tiplemesine aittir.Dikkat ettiyseniz rolü canlandıran kişi ‘Kemal…..’olmaktan çıkmış ‘Müsteşar Kemal’ olmuş ve emekli olduğu halde aynı rolün devam edebileceği düşüncesine kendisini kaptırarak bütün resmi kapıların her zaman kendisine açık olduğu fikrine kendisini inandırmıştır.Ancak farkında olduğunuz gibi durum hiç de kendisini zannettiği gibi değildir.. Başka bir örnek olarak da komşumuz Mehmet KINA’dan (Farklı bir isim kullanılmıştır.) söz etmek istiyorum sizlere. Mehmet uzun süre köyde oturmuş olmasına rağmen bir türlü köy hayatını benimseyememiş geçimini ticaretle sağlama yolunu seçmiş bir insan.1994 ‘lü yıllarda Cemal adında birisiyle ortak olmak suretiyle bir isuzu marka kamyon alır.Sebze ticareti yapmaya başlarlar.Ancak Mehmet zaman içerisinde kendisini mesleki rolüne öyle bir kaptırır ki diğer bütün rolleri bu rolü içerisinde kaybolur.Fizyolojik ve psikolojik rollerin ihmali kendisini uçurumun eşiğine getirir.Kar yaptığını zannederek yükte ağır pahada hafif türünden ticaret yapmaya başlar.Hangi hesabın nerede,kimde olduğu bilinmez olur.Hatalar içerisinde yüzdüğünü ve ikaz ettiği halde aynı role devam ettiğini gören ortağı Cemal ortaklıktan ayrılır.Kısa bir zaman sonra Mehmet iflas eder.Bu öyle bir iflas ediştir ki ne alacaklıların ne vereceklilerin listesi çıkartılabiliyor.Alacaklılardan geçilmiyor ama, vereceklilerden ses yok.Mehmet,depresyona giriyor ve üç dört ay tuvalete gitmenin dışında gülmüyor,konuşmuyor,doğru düzgün bir şey yemiyor ve yataktan hiç çıkmıyor.Mesleki rolü olan tüccarlığa kendisini kaptırması iflasına neden olduğu gibi fizyolojik ve psikolojik rollerini de ezip geçmiştir.Uzun bir zaman sonra, çevrenin maddi ve manevi desteğiyle kendisini toparlayarak pazarcılık işine atıldı.Bir süre işini normal seyrinde devam ettirdiyse de bir holding sahibiymiş gibi davranarak bir çok kredi kartını kullanmak suretiyle tekrar iflasın eşiğine geldiği bu satırların yazıldığı sırada kulağıma gelmiştir.
Kimi insana göre rol bir amaç kimi insana göre rol bir araçtır.Esas olan şudur ki,hangi rolümüzü yaşarsak yaşayalım amacımız mutlu ve huzurlu bir yaşam için adım atmak olmalıdır.