Orta Doğu Ülkeleri Hangileridir? Orta Doğu’nun Batılı Devletler İçin Önemi Nedir?

Orta Doğu coğrafyasında yer alan ülkelerin nüfus yapısına baktığımızda İsrail dışında hepsinin yoğun müslüman nüfusa sahip olduğunu görmekteyiz.  Orta Doğu ülkeleri;  Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Filistin, Irak, İran, İsrail, Katar, KKTC, Kuveyt, Lübnan, Mısır, Suriye, Suudi Arabistan, Türkiye, Umman, Ürdün ve Yemen’dir.

Orta Doğu; asırlardan beri başka bölgelerde yer alan devletlerin tabiri caizse iştahını kabartmıştır. zira Orta Doğu dediğimiz bölge bir medeniyetler beşiği olması, Doğu ile Batıyı birbirine bağlayan ticaret yolları üzerinde yer alması, sahip olduğu yer altı ve yer üstü zenginlikleri nedeniyle önemli bir konuma sahiptir. jeopolitik ve diğer saydığımız özelliklerinden dolayı bölge insanlarının istismar edilmeleri sonucu siyasi ve etnik kavgaların merkezi durumuna da gelmiştir.

Bunu anlamak için günümüzdeki gelişmelere bakmak yeterli olsa da bölgedeki bu huzursuzlukların temeli aslında yüzyıllar öncesine kadar dayanmaktadır. zira 15. ve 16. yüzyıllarda gerçekleşen Coğrafi Keşifler ve 18 yüzyıldaki Sanayi Devrimiyle tüm dünyaya hızla yayılan sömürgecilik faaliyetlerinden Orta Doğu bölgesi de nasibini almıştır. Büyük batılı devletler için bu bölge hem iyi bir sömürge hem de Uzak Doğu’ya ulaşmak için ideal bir köprüydü. Yer altı zenginlikleriyle önemli bir hammadde yatağı, Batının işlenmiş sanayi mallarını satabileceği ideal bir pazar olan  Orta Doğu özellikle İngiltere, ABD gibi büyük batılı, sömürgeci devletler açısından her zaman kontrol altında tutulması, faydalanılması gereken bir yer olmuştur.

Petrolün keşfi ve temel enerji kaynağı olarak kullanılmaya başlamasıyla da Ortadoğu’nun önemi iki kat daha artmıştır. “büyük balıkların” kendi aralarındaki sömürgecilik yarışında zayıf ve sömürge faaliyetlerine elverişli ülkeler yani “küçük balıklar” ortak hedef konumuna gelmiştir. tarihte bu devletlerin en büyük hedefi olan Osmanlı Devleti’nin yıkılmasının ardından bölgede ortaya çıkan ve hatta sınırları batılı büyük devletlerin cetvelleriyle çizilerek oluşturulan yeni Orta Doğu ülkeleri sömürge faaliyetlerinin yeni hedefi olmuş ve her daim kontrol altında tutulmuştur.

20. yüzyılım başlarına gelindiğinde Hıristiyan olmayan devletlerin büyük bir bölümü Batılı devletlerin sömürgesi durumuna gelmiş, dünya sömürenler ve sömürülenler olarak adeta iki gruba ayrılmıştı. Ve bu durum Orta Doğu bölgesindeki siyasi kargaşalarla birlikte günümüzde de halen devam etmektedir. Orta Doğu’nun stratejik ve ekonomik önemi her ne kadar olumlu gibi gözükse de ne yazık ki bölgedeki sıkıntıların kaynağını oluşturmaktadır.