Organ Bağışı Nedir, Nasıl Yapılır? Organ Bağışı Dinen Caiz midir?
Organ bağışı, pek çok insanı hayata döndürmesi açısından son derece önemli bir konu olmakla birlikte geçmişe dönüp baktığımızda bu konuda insanlarımızın artık daha bilinçli olduğu görülüyor. başka bir deyişle organ bağışı oranı geçmişe göre bir hayli artmış durumda. tabi bu umut verici bir gelişme.
Peki organ nakli nasıl ve nerelere yapılır?
organlarını bağışlamak isteyen bir kişi yanında iki tanık ile birlikte, ölümünden sonra organlarını bağışlayacağına dair belgeyi doldurup imzalar ve bu belgeyi ilgili kurumlara teslim eder. bunun dışında ehliyet alanlar, bu belgedeki “organlarımı bağışlıyorum” seçeneğini işaretlediği takdirde de organlarını bağışlayabilir. organlardan hangilerinin bağışlanacağı, doldurulan gerekli belgelerde ayrı ayrı seçenekler olarak belirtilir. Bağış Belgesi, yetkili sağlık kuruluşlarının kayıtlarına geçer. Kişi bu belgeyi yanında bulunduracak olursa, ölümü halinde bağış vasiyeti yerine getirilir. Kişi bağış kararı aldıktan sonra vazgeçebilir, bunun için belgesini imha etmesi veya yanında organlarını bağışlamadığını beyan eden bir belge taşıması yeterlidir. Kişi organ bağışı yapmak istemediğini bir belge ile belirten kişiden hiçbir koşul altında organ alınması mümkün değildir. Organ bağışlamak tam anlamıyla kişinin iradesiyle ve gönüllü biçimde yapılan bir insani davranıştır.
Ölünün fizik bütünlüğünü değiştirmeyen organlar, (örneğin kornea) herhangi bir bağış ya da izin aranmaksızın nakil için alınabilir.
İslamiyet, organ nakline ve organ bağışına nasıl bakmaktadırlar ?
İslamiyette organ bağışı konusu hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde açıktır ve organ bağışıyla hayat kurtarmanın sevap olduğunu bildirmektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 1980 yılında aldığı karar aynen şöyledir: “Başkanlığımız Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 6.3.1980 tarih ve 396 sayılı uzun kararı ile organ naklinin caiz olduğunu bildirmiştir. Bu karara göre organ nakli için şu şartlara uyulması gerekmektedir.
1.Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayati bir uzvunu kurtarmak için bundan başka çarenin olmadığının mesleki ehliyet dürüstlüğüne güvenilen bir tabib tarafından tesbit edilmesi.
2.Hastanın bu yoldan tedavi edileceğine tabibin zann-ı galibinin bulunması.
3.Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması.
4.Tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olması gerekir.
Sizin organınızı vereceğiniz kişinin yaptığı iyi ve fenalıklardan tamamen kendisi sorumludur.”
Ölünün fizik bütünlüğünü değiştirmeyen organlar, (örneğin kornea) herhangi bir bağış ya da izin aranmaksızın nakil için alınabilir.
İslamiyet, organ nakline ve organ bağışına nasıl bakmaktadırlar ?
İslamiyette organ bağışı konusu hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde açıktır ve organ bağışıyla hayat kurtarmanın sevap olduğunu bildirmektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 1980 yılında aldığı karar aynen şöyledir: “Başkanlığımız Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 6.3.1980 tarih ve 396 sayılı uzun kararı ile organ naklinin caiz olduğunu bildirmiştir. Bu karara göre organ nakli için şu şartlara uyulması gerekmektedir.
1.Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayati bir uzvunu kurtarmak için bundan başka çarenin olmadığının mesleki ehliyet dürüstlüğüne güvenilen bir tabib tarafından tesbit edilmesi.
2.Hastanın bu yoldan tedavi edileceğine tabibin zann-ı galibinin bulunması.
3.Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması.
4.Tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olması gerekir.
Sizin organınızı vereceğiniz kişinin yaptığı iyi ve fenalıklardan tamamen kendisi sorumludur.”