• Sınıf Seçiniz

  • Branş Seçiniz

  • İçerik Türü

  • Ara

Necâti Bey Hayatı ve Eserleri – Beyit İnceleme

necati beyt

NECÂTÎ BEY

15. yüzyılın Şeyhî ve Ahmed Paşa ile birlikte en önemli şairlerinden biri de Necâtî Bey’dir. Necâtî Bey’in hangi tarihte ve nerede doğduğu bilinmemektedir. Kaynaklar onun asıl isminin İsa veya Nuh olduğunu rivayet etmekte ve devşirme olduğunu söylemektedirler.

Edirne’de bir hanım tarafından köle olarak satın alınan Necâtî daha sonra aynı hanım tarafından evlatlık edinilmiş ve iyi bir tahsil alması sağlanmıştır.

Şair gençlik çağlarında şiire heves etmiş ve ilmiye sınıfını bırakmıştır. Akabinde Kastamonu’ya gittiği ve burada şiirleriyle şöhret kazanmaya başladığı kaynakların verdiği bilgiler arasındadır. Kastamonu’da hangi vazifeyle bulunduğu da bilinmemektedir. Bu sıralarda Fatih Sultan Mehmet’in hocası da olan şair Ahmed Paşa Bursa’da sürgündür. Bursa’da edebî bir mahfil kuran Ahmed Paşa, çevresinde şairleri toplamış ve bu arada Necâtî’nin ‘döne döne’ redifli iki şiirini okumuştur. Ahmed Paşa ile Necâtî’nin dostluğu böyle başlamış, karşılıklı söylenen nazirelerle (bir edebî ürünün benzerini yazmak) böyle devam etmiştir. Şairin şiirlerinin şöhreti İstanbul’a Fatih’e kadar ulaşmıştır. Fatih

‘Eser itmez nidelüm âh-ı seher-gâh sana

Meğer insaf vire dostum Allah sana’

Şiirini gördüğü Necâtî’yi divan kâtipliğine terfi ettirir. Fatih’in ölümüyle birlikte Necâtî Bey II. Bâyezîd’in oğullarından şehzâde Abdullah’a, onun vefatı üzerine de kazasker Müeyyedzâde Abdurrahman Çelebi’ye bağlanır.

Emekliliğinden sonra İstanbul Vefa’da bir ev edinen Necâtî, kalan zamanını şiirle geçirmiş ve 1509’da hastalanarak yaşı ilerlemişken ölmüştür. Kabri İstanbul’da Vezneciler civarında bugün manifaturacılar çarşısının olduğu yerdedir.

Necâtî Bey’in Eserleri:

1. Divan:

Necâtî Bey’in günümüze ulaşan tek eseri divanıdır. Tezkireler onun Gül ü Bülbül, Gül ü Saba, Leylâ ile Mecnûn, Mihr ü Mah, Kimya-yı Saadet Tercümesi (İmam-ı Gazali) gibi eserleri olduğunu söylemekteyse de hiçbiri günümüze ulaşmamıştır.

Necâtî Bey’in divanında 650 gazel ve 22 kaside bulunmaktadır. Devrin tezkireleri Necâtî Bey’i dönemin en kudretli şairi olarak takdim ederler. Âşık Çelebi Necâtî’nin Anadolu’yu bülbül bahçesine çevirdiği değerlendirmesinde bulunur.

Şairi Zâtî ile mukayese eden tezkireler Zâtî’nin şiirini çalışmaya borçlu olduğunu, Necâtî Bey’in ise şâir-i mâder-zâd (doğuştan yetenekli) bulunduğunu, bu bakımdan daha üstün olduğunu dile getirir.

Latifi tezkiresinden öğrendiğimize göre Necâtî Bey’in divanı devrin genç şairleri tarafından ezberlenen metinler arasındadır. Necâtî Bey’in şiirleri Divan edebiyatımızda en fazla tanzir edilen şiirler arasındadır.

  1. 1.      Nice kâkül nice mû sünbül-i hôş-bûdur bu

Dil-i uşşâkı perîşân idicek bûdur bu

*        Kâkül: Saçın alna dökülen kısmı

*        Mû: Kıl, saç

*        Bû: Koku

– Bu ne kâküldür ne de sadece saçtır. Bu hoş kokulu bir sünbüldür. Âşıkların gönlünü perişan edecek de ancak budur.

ª  Tekrir: Budur bu; nice kelimeleri

ª  Tevriye: Bu hem işaret sıfatı hem koku anlamında

ª  Açık istiare: Saç-> sünbül-i hôş bu

ª  Cinas-ı gayr-ı tam: Hoş budur bu – budur bu

  1. 2.      Ne gönül kodu ne göz hâl ü hat-ı ‘arız-ı yâr

Oda yanmaz suya batmaz nice câdûdur bu

*        Hâl: Ben

*        ‘Ârız: Yanak

*        Hat: Yazı, ayva tüyleri

*        Hat-ı ‘arız-ı yâr: Sevgilinin yanağındaki ayva tüyleri

*        Câdû: Cadı, büyücü

– Sevgilinin yanağındaki ayva tüyleri ve ben ne gönül bıraktı ne de göz. Bu ateşe yanmayan, suya da batmayan nasıl bir cadıdır.

ª  Cem’: Hâl ile hat -> ‘arız-ı yâr terkibine bağlanmıştır

ª  Mübalağa: Yanmama, batmama

ª  Açık istiare: Sevgilinin cadı olarak söylenmesi

ª  Mecaz-ı mürsel: Sadece ayva tüyleri ve ben değil sevgilinin bütün mevcudiyeti

ª  Tezat: Ateş, su

  1. 3.      Umarın haşrde cân oynadıgumdan tuyalar

Mâh-rûlar diyeler birbirine odur bu

*        Can oynamak: Can atmak, canıyla oynamak

*        Mâh-rû: Ay yanak

– O ay yüzlü güzeller canımla oynadığımı duydukları zaman o haşr gününde birbirlerine ‘işte o budur’ diyeler.

– O mahşer günü ay yüzlüler beni gördükleri zaman aşk uğruna canıyla oynayan kişi budur diye beni gösterirler. (Sevgililer gerçek âşığın şair olduğuna şahitlik etmişlerdir)

ª  Açık istiare: Sevgili aya benzetilmiştir.

ª  Teşbih-i beliğ: Sevgilinin yanağı aya benzetilmiştir.

ª  Telmih: Mahşer günü

  1. 4.      Gözümün penceresin yapmaga hükm eyledi şer’

Ki nigârun harem-i hüsnine karşudur bu

*        Hükm eyleme: Kanun koyma, kural koyma

*        Şer’: Şeriat, yol, kanun

*        Nigâr: Sevgili

*        Harem: Yabancılara yasak olan; hususen kadınların olduğu erkeklerin görmediği yer

*        Harem-i hüsn: Güzelliğin mahrem yeri

– Şeriat sevgilinin güzelliğinin haremine karşı gözüme pencere yapmayı emretti.

ª  Tevcîh(Muhtemelü’z- zıddeyn) Hem olumlu hem olumsuz anlama gelebilecek kullanım
1. Şairin sevgiliye bakmaması (ona haram olması)
2.  Sevgiliye sadece şairin bakabilmesi, diğerlerine haram olması

ª   Teşbih-i beliğ: göz – pencere ve sevgilinin güzelliği – harem arasında

ª  Telmih: şeriatın yabancılara bakmayı men etmesi

  1. 5.      Yüri yıllarla yelersen yetemezsin ey dil

Anıniçün ki perî şîvelü âhûdur bu

*        Yelmek: Koşmak, acele etmek

*        Yetmek: Varmak, yetişmek, vasıl olmak

*        Perî: Cinlerin müennesine verilen ad

– Ey gönül yıllarca acele edip, koşup peşinden gitsen de perî şiveli bir ceylan olduğu için o sevgiliye yetişemezsin

– Soyut olan perîyi soyut olan gönül kovalar.

ª  Nida: Ey dil

ª  Tecrid (Soyutlama): Şair kendisini karşısına alıyor

ª  İstiare: Sevgili – ahu ve perîye benzetiliyor

  1. 6.      Tenüme ayru irer cânuma ayru sitemin

Tîg-ı hûn-rîz-ı cefâ-pîşeden ayrudur bu

*        Tîg: Kılıç, tezhip ve cilt terimi (dik çizgiler)

*        Hûn: Kan

*        Hûn-rîz: Kan döken

*        Pîşe: Bir şeyi yapmayı adet haline getiren

– Ey sevgili senin sitemin (sözlerin) vücuduma ayrı canıma ayrı işler. Bu cefâ etmeyi alışkanlık haline getiren kan dökücü kılıcından (bakışından) farklıdır.

– Sevgili iki şekilde (söz ve bakış) sitem etmekte -> âşıkla ilgilendiği anlamına gelir.

– Şair söz yerine kan dökücü bakışları tercih ediyor.

  • 7.      Yine sihr itdi Necâtî nice söz nice gazel

Leb-i dil-ber sıfatında bir içim sudur bu

*        Sihr: Büyü

*        Dil-ber: Gönül alan; a. istiare ile sevgili

– Ey Necâtî yeni bir söz yeni bir gazelle daha öncekiler (önceki şiirleri) gibi bir sihir yaptın. Bu, sevgilinin dudağına benzer bir biçimde bir içim sudur.

 

Son Yorum
  1. esra
    Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/themes/cata_dekstop/functions.php on line 74

Yorum Yazarken Türkçe Kurallarına Uyarak Yazınız Lütfen!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Yazının Bağlantısı: Necâti Bey Hayatı ve Eserleri – Beyit İnceleme
  • Tarih: 23 Mart 2013
  • Yazının Kategorisi: Edebiyat
  • Yazar:
  • Bu yazıyı RSS ile Takip Et
  • Diğer kaynaklarda arayın: Necâti Bey Hayatı ve Eserleri – Beyit İnceleme
  • Etiketler:, , , , , , , ,
  • Ana Menü