Millet Nedir?
“Dil birliğini sağlayamamış bir topluluğun, millet vasfını kazanması mümkün değildir. Tarihte milletlerin doğmaları ve yok olmaları, genel olarak dillerinin doğuşu ve unutulması ile birlikte olmuştur. Eski Mısır, Yunan ve Romalıların ayrı dilleri vardı ve bu millet ve dillerin doğuşu ve yok oluşları aynı ana rastlar. Milletimizi meydana getiren dil Türkçedir ve yüzyıllardan beri canlı bir şekilde yaşamamamızın, dağılıp yok olmamamızın en Önemli faktörlerden biri olmuştur.
Yurt (ülke) birliği… İnsan, içinde doğup yaşadığı coğrafi çevrenin şartlarına uyar. Aynı coğrafi çevrede yaşayan insanlar, ortak vasıflara, yakınlık ve benzerliklere sahip olur, duygu, düşünce, ülkü birliğine erişir, acı, tatlı atıralar edinir. ülke, (yurt) milleti meydana getiren bir faktör olduğu için, millî bütünlük ancak ülke bütünlüğü ile sağlanır.” (Afet İnan, Mustafa Kemal Atatürk’ten Yazdıklarım, s. 57)
Aşağıdaki K, Karaca’ya ait cümleler konumuzu açıklar nitelikte olması nedeniyle son derece önemlidir: “Soy birliği, milletlerin en canlı ve itici faktörüdür. Atatürk, “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.” derken, milleti meydana getiren en önemli faktörün, soy faktörü olduğunu belirtmek istemiştir. Soy, organik bir unsur olduğu için, insanların fikrî, fizikî yetenek ve güçlerini meydana getirir. Her soyun fikrî ve fizikî gücü birbirinden ayndır. Soyların bağımsız olarak varlığı ve değeri bilginler tarafından kabul edilmiştir. BLJ soylar, yozlaşma ve yabancılaşma tehlikesine karşı korunmalıdır. Bu bağlamda Türk soyu, tarihte on altı dünya imparatorluğu kurmuş olan, değerli bir soydur.”
Arsal, şu görüşe varmıştır: “Bir millette milliyet duygusunun kuvveti ve derinliği o milletin kendi tarihi ve kendi kültürü hakkındaki bilgisine sıkı bir surette bağlıdır. Eski tarihlerini ve eski kültür eserlerini unutmuş olan milletler yavaş yavaş milliyet şuurunu da kaybederler.” (S. M. Arsal, Kudatgu Bilig, İ.ü, Hukuk Fakültesi Mecmuası.)
Erol Güngör, “Bugünkü Batı Dünyası, bilhassa Amerikalıların tesirinde olmak üzere milliyetçilik denince daha çok Faşizm’i ve Nazizm’i anlamaktadır. Hakikatte milliyetçilik bir kültür hareketi olması dolayısıyla ırkçılığı, halka dayanan bir siyasi hareket olarak da otoriter idare sistemlerini reddeder.” demektedir. (E. Güngör, Türk Kültürü ve Milliyetçilik, 2. bs, İstanbul, 1976.)