Mevlana ve Tebrizli Şems; Mevlana’nın Tebrizli Şems’e Yazdığı Şiir ve Hikayesi
Büyük şair, bilgin ve düşünür Mevlana Celaleddin Rumi, ününün bütün ülkelere yayıldığı bir dönemde Tebrizli Şems adında bir dervişle karşılaşır. Yüksek düşünce ve ince duygular taşıyan bu dervişin Mevlana üzerindeki etkisi çok güçlü olur. Şems’e, Mevlana’nın deha ateşini tutuşturan meşale gözüyle bakıldı. Çünkü Mevlana, Şems ile tanıştıktan sonra bütün çevresini bir yana bırakarak hep Şems ile görüşmüş, yepyeni bir dünya görüşü ve sanat anlayışıyla dolmuştu. Şems’e verilen bu ayrıcalık Mevlana’nın hayranlarını üzmüş, sonunda dervişin elbirliğiyle ondan uzaklaştırılması için Konya’dan gizlice Şam’a gitmesi sağlanmıştı (1246). 9 ay süren bu ayrılığın Mevlana’yı son derece üzmesi üzerine oğlu Sultan Veled, Şems’i bulup getirmek zorunda kaldı. böylece yeniden buluşan iki dost artık birbirlerinden ayrılmaz olmuşlardı.
Mevlana, derslerine de konuşmalarına da ara vermiş, yalnızca Şems’in ruh ve fikir dünyasıyla baş başa kalmıştı. bir kere daha Şems’e düşman kesilen Mevlana’nın öğrencileri Şems’i bir daha ortaya çıkarmamak üzere Konya’dan uzaklaştırdılar. (1247)
bu olaydan sonra Mevlana’nın yaşayışında büyük bir değişiklik oldu. durmadan şiirler söylüyor, o zamana kadar kimsenin akıl erdiremediği konular üzerinde birer deha ürünü olan açıklamalarda bulunuyor, yoruluncaya kadar “Sema” yapıyor, Şems’in adını kendi adıymış gibi anıyordu. Mevlana en önemli eserlerini işte bu dönemde vermiştir. o eserlerden biri de Şems’in gidişi üzerine yazdığı o muhteşem şiirdir;
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme
Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme
Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme
Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme
Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme
Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme
Yılmaz Erdoğan’ın sesinden;