Kendi kendine konuşmak her zaman hastalık anlamına gelmez. Birçoğumuzun stresten kurtulmak için kendi kendine konuştuğundan eminim. Evet, kendi kendine sesli konuşmak kişiyi rahatlatır. Ancak, kendi kendine konuşmanın ne amaçla yapıldığı kişi tarafından iyi bilinmelidir. Günümüzde kendi kendine konuşma çok yaygınlaşmış bir stres atma davranışıdır. Pek çoğumuz kendi kendine konuşan birini fark ettiğimizde direk deli olduğunu düşünürüz. Halbuki, uzmanlar dahi kendi kendine konuşmanın ”otokontrolü” sağladığını ve böylece düşüncesizce yapılacak herhangi bir davranışın bu sayede gerçekleşmesinin engellenmiş olduğunu savunmaktadır. Çocuklarda kendi kendine konuşma ise, tavırlarının şekillenmesine yardımcı oluyor. Kendi kendine konuşma, yapılan araştırmalara göre en çok kaybolan bir eşyamızı ararken yaptığımız bir davranıştır. Kendi kendine konuşmanın bir diğer olumlu etkisi ise, diyet yapan kişilerde irade ve karar mekanizmasının kuvvetlenmesidir. Ayrıca, bir insan kendi kendine konuştuğunda iç seslerine kulak verdiği zaman seçimlerini daha mantıklı yapmaktadırlar.
Kendi Kendine Konuşmanın Türleri Nelerdir?
İki tür kendi kendine konuşma durumu vardır. Birinde bilinçli bir şekilde kendi kendine sesli konuşurken, diğerinde toplumdan kendini soyutlayarak dış dünyaya kapalı bir vaziyette kafandaki hayal ile sanki karşında biri varmışcasına kendi kendine konuşma durumudur. Bunlardan ilki sıradan bir stres atma, rahatlama yöntemi iken, ikincisi ise bir hastalık belirtisidir.
Kendi Kendine Konuşmanın Hastalık Olmadığını Nasıl Anlarız?
Bu durumdaki kişiler biriken yoğun duygularını, streslerini atmada kendi kendilerine konuşurlar. En fazla aceleci ve hareketli insanlarda görülen bir durumdur. İnsanlar sosyal canlılar olduğu için yalnızlık onlara göre değildir. Yalnızlık kişinin akıl sağlığını bozmasına etken bir durumdur. Bu sebeple olsa gerek, bazı insanlar kendi kendilerine konuşarak ayakta kalmayı sağlıyor. Sosyal zekası yüksek olan insanlar, yalnızlığa tahammül edemeyen insanlardır. Çünkü, bu özellikte ki insanlar daha fazla konuşurlar. Sanayileşme ve kentleşme insanları yalnızlığa sürükler oldu. Yalnız insan çevresinde ki insanlara da güvenini bu sayede kaybetmiş oldu. Teknolojinin hızlı bir şekilde artması bu durumu daha tetiklemiş oldu ve insanlar arasındaki güven duygusu tükenmiş oldu. Teknolojinin getirdiği toplu mesaj gönderme olayı ise insanlarda giderek azalan yüz yüze görüşmeyi tarihe gömecek hale getirmiştir.
İstediğimiz anda sevdiklerimizi arayıp uzun saatler konuşacak hale gelebilmiş iken, mesajlaşmak bu durumu engeller halini almıştır. Özel günlerde bir başkasının yazmış olduğu mesajı sırf içimizi rahatlatmak adına toplu halde eşimize , dostumuza, arkadaşlarımıza gönderir olduk. Ama, aslında bu iletişimin iletişimsizlik olduğunun farkında bile olmadan. Hangimiz şimdilerde hala mektup yazıyor? Hangimiz özel günlerde dostlarımıza kartpostal gönderiyoruz? Veya mahallenizde ki bakkal veya diğer esnaflarla sohbet edeniniz kaldı mı? Sosyalleşmede en önemli faaliyet olan tiyatro veya sinemaya ne zamandır gitmediniz hatırlayanınız var mı? İçtenlikle kalbinizden geçtiği gibi kime en son selam verip sohbet ettiniz düşündünüz mü? Maalesef ki, şimdiler de artık her evde benzer iletişim aygıtları bulunmakta ve monoton bir hayat sürülmektedir. Artık çocuklarımız komşu teyzelere değil aileleri ile beraber site parklarına oynamaya gidebiliyorlar. İnsanlar giderek yalnızlaşıyor. Çağımızda iletişim araçları bu kadar yaygınken hepimiz de iletişimsizlikten yakınıyoruz. Cep telefonları veya diğer aygıtlar yalnızlığa çare değil. Hepimizin hayatı ev ve iş yeri arasında sıkışmış vaziyette. Trafikte geçirdiğimiz zaman hayatımızın bir kısmını yok etmekte. Toplu taşımalarda bile, komşularımızdan daha çok iletişim kurabildiğimiz bir ortak yaşam paylaşır hale geldik. Aslında yaşayamazken yaşıyormuş gibi yapıyoruz. Böylece daha çok yalnızlaşıyoruz, daha fazla kendi kendimize konuşuyoruz.
Kendi Kendine Konuşmanın Hastalık Olduğunu Nasıl Anlarız?
Kişi kendi kendine konuşurken kendini dış dünyadan soyutluyor ve durum kendine yeni bir dünya kurmuş boyutuna geldi ise, kişinin hemen bir uzman tarafından kontrol edilmesi gerekir. Bu durumdaki kişiler aklen psikoz hastalığına yakalanmış demektir. Bu hastalığa yakalanmış insanlar kendi kafalarında hayal kişiler kurar ve onlarla konuşurlar sanki kafasındaki kişi gerçekten onunla konuşur gibi. Bazı kişiler toplumla ihtiyaçlarını karşılayamadıkları zaman kendi iç dünyaların da böyle bir hayat kurmaktadır. Böyle durumlar da insanlar için yer ve zamanın önemi yoktur. Amacı sosyalliği böyle bulmaktır. Toplumda hemen hemen herkes kendi içerisinde sesli veya sessiz konuşur. Kalabalık ortamlar da dahi konuşur. Fakat bu durum psikoz dönemine geldi ise kişi mutlaka hastanede tedavi altına alınmalıdır.
Kendi Kendine Konuşma Nasıl Tedavi Edilir?
Bu hastalığının tedavi yönteminden bahsedelim biraz. Psikodrama tekniği kullanılan bu tedavi de kişi kendi kendine konuştuğunun farkına vardığı sürece tedavi etkisini gösterir. Tedavi esnasında, kişiyi sandalyeye oturtup karşısına da boş sandalye konulur. Bu sandalye de konuşmak istediği, sevdiği bir kişinin olduğunu düşünerek onunla konuşması istenir. Kişi önce söylemek istediklerini içindekileri konuşur, sonra karşı sandalyeye oturarak kendi söylediği şeylere cevap verir. Bu tedavi yöntemi kişilerin sosyal ihtiyaçlarını karşılamada etkili ve faydalı bir yöntemdir.