- Öğütlerde bulunmak: “Bence hiç tatil yapmayıp bol bol ders çalışmalısın.” Bu şekilde yapılan öğütler öğrencinin kendisinin sanki bunu düşünemediğini, kendi işini kendi halledemezmiş gibi bir algı oluşturuyor.
- Uyarma: “Bu zayıflar düzelmezse seni cezalar bekliyor.” Bu şekilde hitaplarda bulunduğunuz çocuklar korkuyor yada tam tersine sinirlenerek isyankar davranabiliyorlar.
- Suçlamak: “Bu zayıflar senin eserin farkındasın dimi?” Bu şekilde olduğunca öğrenci kendi içinde kendi sorunlarını görüp düzeltmeye gideceğini savunucu bir yapı içerisine girebiliyor.
- Yargılamak: “Sen çalışkan değilsin” Öğrenci ne yaparsa yapsın başaramayacak gibi bir tutum içerisine girmesine neden olan yargılama cümleleridir. Kesinlik yapılmamalıdır.
Çocukların bedensel olarak cezalandırılması çok büyük bir hatadır. Yapmayı sevdiği bir şey için kısıtlama getirilebilir, doğru olan budur.
Karnenin zayıf olama nedenleri sadece çocuğa yüklenmemeli. Anne babalar kendi aralarında bunun değerlendirmelerini yapmalıdırlar. Çocuklarla aralarındaki iletişimi iyi tutarak bile bu sorunun üstesinden gelebilirler. Her durumda onların yanında olduklarını göstermek, ileride notların düzelebileceği umudunu aşılamak daha iyi ve daha yerinde bir davranış olacaktır.
Çocuğun karnesi kötü diye tatil yapamaz diye bir anlayıştan sıyrılmak gerekiyor. Tatil yapacak tabi ki, fakat gün içerisinde kısa bir zaman dilimini ders çalışmaya ayırmış olacak. Çocuk tatil yapacak ve oyunda oynayacak. Tatilde oyun oynarken öğrenen çocuklar spor yaparak müzikte dinlemelidirler.
Karnesi iyi olan çocuğa da aşırı ödüller verilmemesi gerekiyor. Çünkü ileride daha büyük hediyeler almak zorunda kalabilirsiniz. Bir aferin diyerek başlarının okşanması bile onlar için güzel bir hediye olacaktır. Maddi şeyler değilde manevi duygularla onları daha çok sevindirebilirsiniz.