Bugünkü Kanada’nın bulunduğu topraklarda yaşayan ilk insanların Asya’dan Amerika’ya göç ettikleri düşünülmektedir. Kanada’da yaşayan Kızılderililerin Asya’nın kuzeydoğusunda oturan Moğollara benzemesi bu düşünceyi güçlendirmektedir. Bu insanlar önceleri göçebe hayatı yaşıyor, avcılık ve balıkçılıkla geçiniyorlardı. Daha sonra verimli topraklara yerleşip tarımla uğraşmaya başladılar.
İlk Keşifler: Kanada’ya ayak basan ilk Avrupalılar Vikinglerdir. Vikinglerden dört yüz yıl sonra Kanada’ya ayak basanlar Venedikliler oldu. 1524’te İtalyan Giovanni Verrazzano, Fransa kralı François I’in adına bugünkü Labrador Yarımadası’nı ele geçirip bu topraklara Yeni Fransa adını verdi.
Avrupalıların bu toprakların yaşama çok elverişli olduğunu görmesiyle 16. yy.ın ilk yarısından itibaren Kuzey Amerika’ya ilk göçler başladı. İngilizler Atlas Okyanusu’nun batı kıyıları boyunca bugünkü Florida’dan Boston’a kadar olan kesimleri kendilerine sağlarken Fransızlar da St. Lawrence koyu boyunca güneybatıya doğru ilerleyip önce Büyük Göller Bölgesi’ni, daha sonra Kanada’nın büyük bir bölümünü ellerine geçirdiler.
İngiltere ile Fransa arasındaki Yedi Yıl Savaşlarında (1756-1763) yenilen Fransa Amerika ve Hindistandaki bütün kolonilerini İngiltere’ye kaptırdı.
Kanada’da İngiliz Kolonisi: İngiltere’nin Kanada’da güttüğü siyaset İngilizler arasında bile hoşnutsuzluğa sebep olmuştur. İngiltere koloninin zenginliğini sömürüyor, halkın ekonomik ve sosyal özgürlüğünü kısıtlıyordu. Bu gibi olumsuzluklar sonucunda 1837’de ayaklanma çıkmış, bunun üzerine İngiliz Parlamentosu Kanada’ya doğrudan halk tarafından seçilen bir meclis kurma hakkı tanıdı. Böylece Kanada demokratik bir düzene kavuştu. (1846)
Kanada Dominyonu: 1864 yılında Yukarı Kanada, Aşağı Kanada, Yeni İskoçya ve New Brunchwick temsilcileri Kanada Dominyonu adıyla sömürge konfederasyonu kurmaya karar verdiler.
1867 yılında ise çıkarılan bir kanunla bu yeni devletin anayasası yapıldı ve Kanada dış işlerinde İngiltere’ye bağlı olmakla birlikte iç işlerinde bağımsız oldu. Yani özerk bir yapıya kavuştu.
Kanada Dominyonu yeni bölgelerin konfederasyona katılmasıyla zamanla genişleyip zenginleşti.
Kanada’nın Bağımsızlığı: Kanada, I. Dünya Savaşı’nda yarım milyon asker ile İngiltere’nin yanında savaşa girdi. Bu, Kanada’nın artık büyük bir devlet olduğunu gösteriyordu. Bunun sonucunda da 1931 yılında İngiltere Kanada’yı kendine eşit bir ulus olarak tanıdı ve imparatorluğun bir üyesi olarak kabul etti.
Kanada II. Dünya Savaşı’na da İngiltere’ye bağlı olmadan tek başına katıldı. Bugün NATO üyesi olan Kanada gerçek demokrasinin kalelerinden biridir.