Kader ve Kaza

KADER VE KAZA ÜZERİNE BİR SOHBET
Bu röportaj tarihinde, emekli imam Zeynel Abidin KARATAŞ’la gerçekleştirilmiştir.Konumuza ışık tutacağı düşüncesiyle kitaba ekledim.

Soru:Kader nedir?
Cevap:Kader,Yüce Allah’ın başlangıçtan sonsuza kadar olmuş ve olacak hadiselerin nedenini,yerini ve sonucunu bilmesidir.Kader bir plandır.

Soru:Kaza nedir?
Cevap:Kaza,kaderde yazılı olan olayların zamanı gediğinde Yüce Allah’ın izni dairesinde gerçekleşmesi demektir.Yani planda yer alan hayat bulması demektir.

Soru:Kader ve kazaya inanmak ne demektir?
Cevap:Kader ve kazaya inanmak için önce Allah’ın varlığını kabul etmeniz lazımdır.Alla’ın varlığına inanmayandan,O’nu yaptığı plana ve bu planı hayata geçirmesine inanmasını bekleyemezsiniz.Kader ve kazaya inanmak demek,varlığı ve olayları Yüce Allah’a bağlamak demektir.Olmuş ve olacak her şeyin O’nun izni çerçevesinde olduğunu kabul etmek demektir.

Soru:Bazı insanlar benim kaderimde fakirlik varmış deyip yan gelip yatmakta ya da hayatını riske sokan bir takım eylemlerde bulunmaktadır.Bu kişilerin haklı olduğu bir yönleri var mıdır?
Cevap:Bu durum insanın kendisini aldatmasından başka bir şey değildir.Her şey kadere bağlı olduğu gerçeği doğrudur.Yüce Allah, insanları sorumlu tutabilmek için,cüz-i irade denilen bir yetki vermiştir.İnsanlar bu irade sayesinde serbestçe kendi seçimlerini yapabilmektedirler.Bu konuda tamamen özgür bırakılmışlardır.Yüce Allah dünyayı bir imtihan alanı olarak yaratmıştır.Ancak bu imtihanın bizim bildiğimiz imtihanlardan çok önemli bir farkı vardır.O da,bütün soruların yanın da doğru cevapların da verilmiş olması demektir.İnsan doğru ya da yanlış cevabı işaretleme konusunda özgür bırakılmıştır.Doğru cevapların ağırlıkta olması durumunda ödülle,yanlış cevapların ağır olması durumunda ise ceza ile karşılaşacağı bildirilmiştir.İşte bu durum insanı sorumluluk altına sokmaktadır.

Soru:Konunun daha anlaşılır olması açısından kader ve kazaya ilişkin olarak bir örnek verir misiniz?
Cevap:Astronomi ile uğraşan bilim adamları yıllar öncesinden güneş ve ay tutulmasının hangi gün,hangi saate gerçekleşeceğini bir takım hesaplamalar neticesinde tespit edebilmektedirler.Şimdi birilerini çıkıp :“Siz güneş tutulmasını bildiğiniz ve takvim yapraklarına yazdığınız için bu olay gerçekleşti.” demesi ne kadar mahcup edici bir cevap ise,Yüce Allahın ezelden olmuş ve olacak olayları bilmesini sorgulamak da bir o kadar kendimizi basite indirgemiş olmak demektir.Güneş tutulması örneğinde olduğu gibi,Yüce Allah gerçekleşecek olayları bildiği için kader kitabına yazmıştır.

Soru:Kader ve kazaya inanmanın insanın huzur ve mutluluğuna katkısı var mıdır?
Cevap:Kader ve kazaya inanamayan kişilerin mutlu ve huzurlu olması mümkün değildir.İnsan toplum içerisinde yaşayan ve aynı zamanda bir çok yetersizlikleri olan bir varlıktır.İnsanın başına gelen olayların bazıları kendi insiyatifin de bazıları ise kendi isteği dışında meydana gelmektedir.Örneğin kalbimizin çalışması,saçlarımızın ağarması ve dökülmesi depremler ya da kazalar veya seller veya yıldırım düşmesi.Kim bir deprem yaşamak ister ki?İnsanoğlu sadece kendi insiyatifin de olan işlerden sorumludur.Örneğin bir depremden sorumlu değildir.İnsanlar zaman zaman hastalık,kaza,deprem gibi olaylarla yüz yüze gelmektedirler.Kadere inanan insanların başlarına, istenmeyen bir takım olaylar geldiğinde, yükleri büyük ölçüde hafiflemektedir.İnançlı insanlar, “Kaderimizde bunu görmek de varmış” şeklinde kendi kendine telkin vermek suretiyle üzüntülerini hafifletebilmektedirler.İnanan insan bir yakınını kaybettiğinde, “Dünyaya gelmesi ne kadar hak ise ölümü de o kadar gerçektir ve gerçekleşmesi gereken bir gelişmedir” şeklinde olaya yaklaşarak büyük ölçüde huzura erebilmektedir.
Her insan için kadere ve kazaya inanmak bir çıkış kapısıdır.O kapıyı açan huzuru yakalar.