İlk Türk Devletlerinde Kültür ve Uygarlık
Türklerin ilk ana yurdu Orta Asya’dır. bölgenin coğrafi ve iklim koşulları elverişli olsa da tarıma elverişsiz topraklar, hayvanlar için otlakların yetersizliği ve kavimler arası mücadeleler nedeniyle Orta Asya’dan göçler başlamış, Türk boyları Anadolu, Avrupa gibi farklı bölgelere göç etmişlerdir. İlk Türk devletleri; Hun, Göktürk, Uygur Devletleri ile Hazarlar, Bulgarlar, Peçenekler, Avarlar, Macarlar, Kıpçaklar, Oğuzlar, Sabirler ve Türgeş Devleti’dir.
-ilk Türk devletleri göçebe bir yaşam tarzına sahiplerdi. başta bulunan hükümdara genel olarak hakan denilirdi ve hakanın yanında yönetimde kurultay adı verilen meclis “danışma meclisi” niteliğinde görev yapardı. devletin hanedanın ortak malı sayılması da taht kavgalarına sebep olurdu. bu nedenle İlk Türk devletleri uzun ömürlü olamadı.
-İslamiyet öncesi Türk devletlerinde hukuki bir yapıdan söz edilebilir. ancak hukuk kuralları yazılı değil sözlüydü. sosyal hayat kuralları törelere dayanırdı.
-Türk devletlerinde ordu-millet anlayışı hakimdi. Yani kadın olsun erkek olsun eli silah tutan herkes asker sayılırdı. Asya Hun hükümdarı Mete Han ilk düzenli orduyu kurmuş, orduda onluk sistemi getirmiştir. bu sistem Çin, Moğol, İran, Bizans ve Roma orduları tarafından örnek alınmıştır. İlk Türk devletlerinde ordunun başkomutanına başbuğ adı verilirdi.
-islamiyet öncesi ilk Türk devletlerinde tek tanrı inancı hakimdi. buna Gök Tanrı inancı denirdi. bunun dışında şamanizm inancı da görülürdü. bu inançta bir iyi bir de kötü ruh vardı. Tek tanrı inancının yanında ölümden sonra yaşama inanılırdı yani ahiret inancı vardı. tek tanrı ve ahiret gibi inanca sahip olmaları Türk devletlerinin islamiyeti benimsemelerini kolaylaştırdı.
-göçebe hayat tarzına bağlı olarak temel geçim kaynağı hayvancılıktı.
-edebiyat ve sanat konusuna gelirsek; Göktürk ve Uygurlar kendilerine özgü alfabe yapmışlardır. Göktürk alfabesiyle yazılan Orhun yazıtları Türk edebiyatının ilk yazılı örnekleridir. bir çok sanat eseri meydana getirmiş olsalar da göçebe yaşam tarzı sebebiyle taşınabilir sanat eserleri ortaya konulmuştur. ancak Uygurlar yerleşik yaşamı benimsemeleri sayesinde mabet ve saray gibi eserler yapmışlardır.