Her Şeyin Sonu Değil Bir İhtimal Daha Var !
BİR İHTİMAL DAHA VAR
Nedendir bilinmez olan bir gerçek vardır ki,o da yaptıklarımızın kesin kes
doğru,net,değişmez olduğu şeklinde ki, düşünce tutum ve davranış şeklimizdir.Genellikle yaşanabilecek olaylar,karşılaşacağımız kişiler ,elde edeceğimiz sonuçlar hakkında kafamızda bir senaryo oluşturmuşuzdur ve onun gerçekleşmesini bekleriz.Aylığımızı mutlaka zamanın da almalı,sözleştiğimiz kişi mutlaka randevuya gelmeli,kitabımız çok güzel satış rekorları kırmalı…Ve daha niceleri.
2006 yılında yaşayıp da hiç sinemaya gitmemiş olan ya da televizyon de hiç film seyretmemiş olan yoktur herhalde.Ailemizle ya da arkadaş grubumuzla birlikte sinemaya gittiğimiz günlerden birisini hatırlayalım.Filmi izlerken her birimizin zihninde filmin sonucuna ilişkin olarak bir fikir oluşmaktadır.Ancak çoğu zaman fikirlerimiz birbiriyle uyuşmamakta ve filmin sonucu hakkında ki görüşlerden bazıları doğru çıkmaktadır.Hiç bir doğru sonuç çıkmadığı zamanlar olduğu gibi,daha önceden kendi belirlediğimiz sonuçların dışında bir sonuçla karşılaştığımızda şaşkınlık içinde kalmaktayız.
Hayat çoğu zaman sürprizlerle doludur.Kimi vakit,beklediğimiz sonuçlarla karşılaşmamız bizi yanlış bir düşünce tarzına alıştırmaktadır. Nedir o düşünce tarzı?”Bu işin sonucunu şimdiden görebiliyorum” şeklinde ki fikirlerin yer aldığı ifadeler.
Dilimizde yaygın olarak kullanılmakta olan bir deyim vardır.Hayal kırıklığına uğramak.Bu deyimin kullanılma vakti daha çok,beklentilerle sonuçların çakıştığı,aralarında büyük bir mesafenin olduğu, umulmadık neticelerin elde edildiği durumlardır.Ve insanın moralini bozan,duygu dünyasını alt üst eden bir haldir.
Bir ihtimal,bir açık kapı,bir aralık bırakmak ruh sağlığımız açısından çok önemlidir.Elde ettiğimiz neticeler beklentilerimizle örtüşürse ne ala.Uyuşmazsa dokuz şiddetinde deprem geçirmiş bir kent görünümüne dönüşmeyiz.
Aşağıya alınmış olan hikayeyi okuduğunuz da anlatılanların ne kadar yerinde olduğunu göreceksiniz..
“Bu masaldan alınacak önemli bir ders vardır.Gelecekte ne olacağını bilemeyiz….Sadece, tahminde bulunur ve bunun gerçekleşeceğine inanırız.Çoğu zaman ufak bir şeyi büyütme eğilimindeyizdir.İleride korkunç şeyler olacak diye kafamızda olmadık senaryolar üretiriz.Ve çoğu zamanda yanılırız.Sakin kalıp, çeşitli olasılıklara açık olabilsek,önünde sonunda her şey yoluna girer.Unutmayın:Olabilir de, olmayabilir de…”(Carlson,R.,Ufak Şeyleri Dert Etmeyin.S:76-77)
‘Bir zamanlar yaşlı ve bilge bir adamın yaşadığı bir köy varmış.Köylüler ne zaman bir çıkmaza girseler, kaygıya kapılsalar, bu adamın yanına koşarlar ve onun açıklamalarıyla tatmin olurlarmış. Bir köyün çiftçilerinden biri büyük bir telaş içinde bilge adama gelmiş.”Bilge adam bana yardım et.Korkunç bir şey oldu.Öküzüm öldü; tarlamı sürecek başka hayvanım yok!Söyle bana, bundan daha kötü bir şey olabilir mi?”Bilge adam cevap vermiş:”Olabilir de, olmayabilirde .”Adam bir koşu köye dönmüş ve komşularına bilge adamın aklını kaçırdığını söylemiş.Tabii ki,başına gelenlerden daha kötü bir şey olamazmış.Bilge adam bunu nasıl göremiyor, diye düşünmüş. Ne ki, ertesi gün çiftçi çiftliğin yakınlarında başı boş gezen genç ve güçlü bir at görmüş.Adamın artık bel bağlayacağı öküzü olmadığı için, aklına bu atı yakalayıp ölen hayvanının yerine kullanmak gelmiş…ve atı yakalamış.Ne sevinmiş! O güne kadar tarla sürmek hiç bu kadar kolay ve keyifli olmamış.Yanıldığını söyleyip, özür dilemek için bilge adama gitmiş.”Haklıymışsın, bilge adam.Öküzümü yitirmek olabilecek en kötü şey değilmiş.Tersine, tanrının bir niyetiymiş! Eğer bu başıma gelmeseydi yeni atımı yakalayamazdım.Sen de kabul edersin ki, bu da olabilecek en güzel şey.”Bilge adam bir kez daha , “Olabilir de, olmayabilir de,” demiş.”Eyvah,” diye düşünmüş çiftçi.”Bu adam gerçekten keçileri kaçırmış.” Oysa, çiftçi yine olacaklardan habersizmiş.Birkaç gün sonra oğlu ata binerken düşmüş.Bacağı kırıldığı için artık tarlada babasına yardım edemeyecek duruma gelmiş.Açlıktan öleceğiz, diye hayıflanış çiftçi ve bir kez daha bilge adama koşmuş.Bu kez ona,”Atı bulmamın olabilecek en güzel şey olmadığını nasıl bildin?”diye sormuş.”Bir kez daha haklı çıktın.Oğlum sakatlandı ve bana yardım edemez hale geldi.Bu kez artık bundan daha kötü bir şey olamayacağından eminim.Herhalde sen de kabul edersin.”Ne var ki, bilge adam yine sakin bir ifadeyle çiftçinin yüzüne bakmış ve onun üzüntüsünü paylaşan bir sesle,”Olabilir de, olmayabilir de,” demiş.Bilge adamın bu denli cahil oluşuna öfkelenen çiftçi hışımla tekrar köyüne dönmüş. Ertesi gün köye askerler gelmiş ve yeni patlayan savaş için ne kadar eli ayağı tutan erkek varsa götürmüşler.Köyde bıraktıkları tek genç adam, çiftçinin oğluymuş.Böylece orduya alınanlar büyük ihtimalle ölecekken, oğlanın hayatı kurtulmuş.’Carlson,R.,Ufak Şeyleri Dert Etmeyin.S:76-77 |