tarihi 10 bin yıl öncesine kadar dayanan, ülkemizin görülmeye değer güzelliklerinden biri olan Hasankeyf, Batman’ın bir ilçesidir. en parlak dönemini Eyyubiler döneminde yaşayan Hasankeyf, Dicle nehrinin üzerinde yer alması bakımından ayrı bir önem teşkil ediyordu. zira o dönemde ticari faaliyetlerin büyük bir bölümü nehir üzerinden yapılmakta ve bu da Hasankeyf’e ticari ve ekonomik ayrıcalık kazandırıyordu. Artuklular, Eyyubiler gibi bir çok medeniyete ev sahipliği yapan ve son olarak 1515 yılından itibaren de Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyeti altına geçen Hasankeyf şu an ülkemizin çok önemli turistik mekanlarından biridir. ancak ne var ki 1981 yılında koruma alanı ilan edilen Hasankeyf günümüzde sular altında kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Ilısu Barajı’nın yapılması durumunda Hasankeyf sadece sular altında kalmayacak ayrıca bir çok çevresel tehlikeler de peşinden gelecek. örneğin su kaynaklı hastalıkların artması (sıtma gibi), kitlesel balık ölümleri bu tehlikelerden sadece iki tanesi…
Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan Hasankeyf’i mutlaka gidip görmelisiniz. peki Hasankeyf’te nereler gezilip görülmeli? bu yerlerin en başında Hasankeyf Kalesi geliyor. Bizanslılar tarafından yapılan Hasankeyf Kalesi’nin Süryanilerin merkezi olduğu düşünülmüştür. Nehirden 200 metre yükseklikte inşa edilmesi sebebiyle fethedilmesi zor bir kale olmuştur. üç yüz yıl boyunca Bizans hakimiyeti altında kalan Hasankeyf Kalesi’nin duvarlarında kitabeler yer almakta ve kaleden nehire doğru inen gizli yollar barındırmaktadır.
Görülmeye değer diğer tarihi yapı kale kapısıdır. Eyyubiler döneminden kalma kale kapısının da duvarlarında dönemden kalma kitabeler vardır.
ortaçağ’ın en büyük taş köprüsü olma özelliğini taşıyan taş köprü Hasankeyf’in diğer bir hazinesi, Artuklular tarafından yapılmıştır.