Bilgi Birikimi

Figani’nin “Dünyaya İki İbrahim Geldi; Biri Putları Yıktı Diğeri Putları Dikti” Sözü

Osmanlı Devleti’nin en parlak döneminde, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşayan ve devlete önemli hizmetlerde bulunan Sadrazam İbrahim Paşa’nın (Pargalı İbrahim) kim olduğu, neler yaptığı bir kaç ay öncesine kadar çok fazla kişi tarafından bilinmezdi. Ancak kırdığı reyting rekorlarıyla bildiğimiz Muhteşem Yüzyıl dizisi 7’den 77’ye her kesimden insanın tarihe olan ilgisini arttırmış, dolayısıyla o dönemin karakterleri de her yönüyle merak edilir olmuştur. örneğin artık pek çok izleyici Sadrazam İbrahim Paşa’nın 1536 yılında henüz 43 yaşındayken Kanuni Sultan Süleyman tarafından öldürtüldüğünü biliyordur. tarihe olan ilgiyi arttırması açısından Muhteşem Yüzyıl dizisinin yapımcılarını tebrik etmeyi bir borç biliyoruz. Gelelim sadete;

Bilindiği üzere Muhteşem Yüzyıl dizisi yeni sezon bölümleriyle karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. Dizinin yeni sezon fragmanında Sadrazam İbrahim Paşa’nın daha büyük bir erk sahibi olduğu hatta adeta “padişah havalarında” olduğu yansıtılıyor seyirciye. fragman sonunda da Figani’nin bir beyiti geliyor ekrana:

Dü İbrâhim âmed be-rûy-i cihân

Yekî büt şiken şüd diger büt nişân

Yani;  Dünyaya iki İbrahim geldi: Biri putları yıktı, diğeri putları dikti.

burada putları yıkan İbrahim, tahmin edileceği gibi Hz. İbrahim. Putları diken ise Sadrazam İbrahim Paşa; nam-ı diğer Pargalı İbrahim.

peki nedir bu beyitin aslı astarı?

Sadrazam İbrahim Paşa, Mohaç seferinden dönülürken Macar krallığının hazinesinden “ganimet” misali “üç güzeller” adını taşıyan üç heykel getirmiştir: Yunan mitolojisinden Apollon, Herkül ve Diana heykelleri. -hatta bu heykelleri getirdiği için İbrahim paşa’ya frenk lakabı takılmşıtır- bu heykeller günümüzde Sultanahmet Meydanı olarak bilinen At meydanına dikilmiştir. o dönemde islamiyette heykel faktörü put olarak nitelendiriliyordu ve dolayısıyla rahatsızlık yaratan bir durumdu. Bu rahatsızlığı dile getirmek isteyen Figani de bahsi geçen beyitini yazmıştır.  Ve ne yazık ki bu beytinden dolayı şair infaz edilmiştir. Osmanlı halkı ise uzun süre At meydanında dikili duran bu heykellerin “taş kesilmiş insanlar” olduğunu düşünerek heykellere Gelin kız, kral kızı, taş bebek gibi isimler yakıştırarak hikayelerle çeşitli efsanelerin çıkmasına neden olmuşlardır.

Exit mobile version