Çağında en çok okunan Türk yazarı olan Ahmet Mithat, 1844 yılında İstanbul’da Tophane’de doğdu. Küçük bir esnaf olan babasını 6 yaşındayken kaybetti. Bundan sonra memur olan ağabeyinin yanında yurdun bir çok yerini gezdi. İlk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra Rusçuk’ta memur olarak göreve başladı. Ardından Bağdat’a giden Ahmet Mithat ilk yazılarını burada bir gazetede yayınlama fırsatı buldu. Üç yıl sonra İstanbul’a dönerek Tahtakale’de kurduğu özel basımevinde yazılarını basmaya başladı.
Daha sonra Bedir gazetesi ile Dağarcık ve Kırkanbar dergilerini çıkardı. Ahmet Mithat devletin resmi gazetesi olan Takvim-i Vakayi’de başyazarlık yaptı. 1878 yılında Tercüman-ı Hakikat gazetesini kurdu.
Memurluktan emekliye ayrıldıktan sonra Darülfünun’da (üniversite) tarih dersleri verdi. Darüşşafaka’da Ders Nazırlığı (öğretim başkanlığı) görevini yaptığı dönemde 1912 yılında hayatını kaybetti.
Nasıl Bir Yazardı?
Ahmet Mithat romanlarının hem sürükleyici hem de öğretici olmasına dikkat ederdi. Okuyucunun genel kültürünü arttırmak için bir yer ve kişi ismi geçtiğinde geniş bilgilere yer verirdi. Yazılarını konuşulan Türkçe ile yazardı. Namık Kemal, Recaizade Ekrem, Abdülhak Hamit gibi ağır dil kullanan çağdaşlarından ziyade basit ve açık bir dil kullanırdı.
Eserleri: Ahmet Mithat, Fransızca’dan çevirileriyle birlikte kırka yakın roman yazmıştır. Hikaye kitaplarıyla ansiklopedik eserleri de bir kitaplık dolduracak kadardır.
Romanları arasında; Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya ikinci geliş, Felatun Beyle Râkım Efendi, Paris’te bir Türk, Yeryüzünde bir melek, Henüz onyedi yaşında, Dürdane Hanım gibileri en bilinenleridir.